Merhaba sevgili takipçilerim! Kış mevsimi yarıladı ve sağlıklı kalmak her zamankinden daha önemli hale geldi. Malum mart ayı dert ayı! Ben de sizlerle bugün harika bir sağlık içeceği keşfettiğimi paylaşmak istiyorum: Taze buğday çimi suyu! Üretimini yaptığım buğdayı çimlendirerek suyunu denedim.
Buğdaylar bir haftada yetişiyor.
Buğday çimi suyu, sağlık için pek çok faydası olan C vitamini, A vitamini, folat, bitkisel kalsiyum, magnezyum ve diğer mineraller, karotenoidler, enzimler, klorofil ve lifler içerir. Bu özellikleri sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir, vücudumuzun detoksifikasyon sürecini hızlandırabilir ve genel olarak sağlığımızı destekleyebilir.
Ve en iyi haber şu ki, bu harika içeceği evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz! Benim favorim ise, taze buğdayınızı doğrayıp suyu sıkarak hazırladığınız, ferahlatıcı bir smoothie tarifi. İşte tarifi:
Malzemeler:
1 avuç taze buğday
1 yeşil elma
1 limonun suyu
1 avuç maydanoz
1 avuç ıspanak
1 dilim taze zencefil
1 bardak su
Yarım muz (isteğe bağlı)
1 tatlı kaşığı bal (isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Taze buğdayınızı yıkayıp doğrayın ve suyu sıkın.
Elmayı, limon suyunu, maydanozu, ıspanağı ve zencefili blendere ekleyin.
Bir bardak suyu da blendera ekleyin ve tüm malzemeleri karıştırın.
Muzu ve balı da ekleyip tekrar karıştırın.
İçeceğinizi bir bardakta servis edin ve keyifle için!
Sağlıklı kalmak için harika bir yol olan buğday çimi suyunu denemek için taze buğdayınızı hemen alabilirsiniz. Sağlıklı ve mutlu bir kış diliyorum! #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme #buğdayçimisuyu #kışmevsimi #detoks
Aşağıda ürünlerin ihtiyaçlarına göre ortalama değerlerde bir toprak için örnek oranlar verilmiştir. Potasyum içeren organik Şilempe’nin tavsiye edilen topraktan dönüme yani 1000 metrekareye uygulama oranları;
Örtü Altı Bitkilerine 2 – 3 lt Şaşırtmadan itibaren hasat sonuna kadar
Açık Alan Bitkileri (Sebzeler) 3 – 4 lt Dikimden hasat sonuna kadar haftada bir
Meyve Ağaçları 6 – 10 lt Topraktaki organik madde ihtiyacına göre 21 gün aralıkla uygulanır
Bağ 4 – 5 lt 1.uygulama; uyanma öncesi 2. Uygulama; çiçeklenme dönemi 3. Uygulama; meyve teşekkülünde yapılır
Muz 4 – 5 lt sezon boyunca haftada bir
Tarla Bitkileri 4 – 5 lt gelişme döneminde 1 – 2 uygulama
Yeşil Alanlar, Park ve Bahçeler 3 – 4 lt 20 günde bir
Kesme Çiçekçilik 2 – 3 lt Haftada bir bütün sezon boyunca
Çilek 2 lt Haftada bir bütün sezon boyunca uygulanır.
YAPRAKTAN UYGULAMA;
Şilempe’nin dönüme yani 1000 metrekareye veya 100 litre suya katılarak tavsiye edilen yapraktan uygulama oranları;
ÜRÜN
UYGULAMA ZAMANI
DOZU (Yapraktan) (1000m2 için)
Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar, Çeltik
Kardeşlenme döneminde yabancı ot ilacı ile birlikte ve başaklanma başlangıcında olmak üzere 2 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Şeker Pancarı, Havuç, Soğan
Bitki yaprakları 2-3 adet olunca ve 2. çapadan sonra 15 gün ara ile 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Fasulye, Bezelye
Ekimden 3 hafta sonra 10 gün ara ile 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Domates, Biber, Patlıcan, Salatalık
İlk tomurcuk, ilk çiçek başlangıcında, meyve halinde 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Şeftali, Kayısı, Elma, Kiraz, Erik, Armut
Çiçeklenme öncesi %50, çiçeklendiğinde ve 10-15 gün ara ile 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc / 100 lt
Pamuk
Tarak yaprağı oluşumunda, çiçek açma aşamasında ve meyve oluşurken uygulanır.
300-350 cc / da
Lahana, Karnabahar
Dikimden 4-6 hafta sonra, 7-10 gün ara ile 3-4 defa uygulanır
300-350 cc / da
Mısır, Ayçiçeği
Bitki çiçek açmadan önce ve sonrasında çiçekte iken 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Kavun, Karpuz
Çiçeklenme öncesi ve sonrası 2 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Mercimek, Nohut
Çiçeklenme öncesi ve sonrası 2 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Bağ
Çiçeklenme öncesi %50, çiçeklendiğinde dane teşekkülü başlayınca 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc /100 lt
Antep Fıstığı
Çiçek döktükten 20-25 gün sonra meyve bağlama döneminden önce olmak üzere 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc /100 lt
Zeytin
Çiçeklenmeden önce, ilk çiçek aşamasında ve çiçeklenmeden sonra 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc /100 lt
Kimyon
3-4 çatal döneminde yabancı ot ilacıyla birlikte kullanılır. Ekimden hasada kadar 3-4 defa uygulanabilir.
300-350 cc / da
Çilek
Çiçeklenme öncesi, çiçeklenme başlangıcında ve sonrasında olmak üzere 3-4 defa uygulanabilir.
300-350 cc / da
Portakal
Meyve yanakları pembeleşmesini tamamlamadan önce 2 defa uygulanır.
300-350 cc /100 lt
Patates
Sap uzaması aşaması, tomurcuk ve çiçek aşamasında 3 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Tütün
Fide yastıktayken 1 defa, tarlaya alındıktan sonra 10 gün ara ile 2-3 defa uygulanır.
300-350 cc / da
Fındık
İlk uygulama meyve tutumu döneminde, daha sonraki uygulamalar 20 gün ara ile toplam 3-4 defa uygulanır.
300-350 cc /100 lt
Süs Bitkileri
Yeterli yaprak yüzeyi oluştuğunda 20-30 gün aralıklarla uygulama yapılır.
300-350 cc /100 lt
Uygulama serin rüzgarsız ortamda yapılmalıdır. Aşırı sıcakta, yağmur öncesi ve sonrasında yapılmamalıdır. Fenomili kuvvetli alkaliler dışında zirai mücadele ilaçları ile karıştırılabilir.
Uygulama yapraklar ıslanıncaya kadar ince zerrecikler halinde yapılır.
Düşük doz ve sık uygulama önerilir.
Kullanılmadan önce ayrı bir kapta ürünün iyice çözülmesi sağlanmalıdır. Yukarıdaki miktarlar topraktan verildiği taktirde dekara 10 lt’ye kadar verilebilir. Yukarıdaki miktarlar üreticiyi yönlendirmek amacı ile yapılan tavsiyelerdir. Bitkilerin büyüklük, küçüklük ve eksikliğin derecesine göre uygulanacak miktar arttırılabilir veya azaltılabilir.
Azotlu organik gübredir.
Depolama Durumu:
Serin ve kuru şartlarda ve orijinal ambalajında tutulduğu takdirde fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliğinde 3 yıl değişiklik olmaz.
+5 *C ve +30 *C sıcaklık arasında muhafaza gerekir. Hatalı depolama ve uygulamalarda sorumluluk kabul edilmez.
Gübrenin normal şartlar veya etiketinde belirtilen dozajı dışında veya anormal şartlar veya kullanımından doğacak sorunlardan firmamız mesul değildir.
ÖNCE ETİKETİ OKUYUNUZ EVDE KULLANMAYINIZ ÇOCUKLARDAN VE GIDALARDAN UZAK TUTUNUZ MASKE, ELDİVEN, GÖZLÜK KULLANINIZ DERİ VE GÖZ İLE TEMAASINDAN KAÇININIZ
“Koyu Şilempeden Gübre Nasıl Yapılır?” yazımızı okumak için buraya tıklayın.
Şilempe genellikle gübre olarak kullanılır. Koyu şilempeden gübre yapmak için şu adımları takip edebilirsiniz:
Şilempenin konsantrasyonuna bağlı olarak 1:1 veya 1:2 oranında su ile seyreltin. Şilempe şerbetinin suya tam oranı, şerbetin kendine özgü özelliklerine ve gübrenin istenen kıvamına bağlı olacaktır. Örneğin; Taral denilen traktör ardı pompalarla 1:1 sulandırma yeterli olmaktadır. Pompanın püskürtme uçlarına tıkama yapacağını düşünürseniz 1:2 sulandırın. Ayrıca, sulama sisteminiz damlama gibi gübreyi vermeye uygun bir sistemse sulama suyuna doğrudan koyu şilempeyi uygun oranda ekleyebilirsiniz.
Gübrelemeyi planladığınız bitkilerin özel ihtiyaçlarına bağlı olarak, şerbet-su karışımına herhangi bir ek besin maddesi veya katkı maddesi ekleyin. Bu, nitrojen, fosfor, potasyum veya diğer mikro besinler gibi şeyleri içerebilir. Besin içeriğini artırmak için seyreltilmiş şilempeye tercihen az miktarda üre veya diğer nitrojen açısından zengin gübrelerden ekleyin.
Besinlerin eşit şekilde dağılmasını sağlamak için iyice karışana kadar şilempe, su ve diğer besin maddelerini karıştırın.
Topraktan uygulanacak oranlarda; Yanmayı önlemek için yapraklara değdirmemeye özen gösterin. Gübreyi bitkilerin tabanı etrafındaki toprağa eşit şekilde yayarak uygulayın. Yada ekim öncesinde toprağa karıştırın.
Gübrenin toprağa emilmesine yardımcı olmak için bitkileri iyice sulayın. Yada toprağı işleyin.
Gübreye nasıl tepki verdiklerini görmek için bitkileri izleyin ve istenen sonuçları elde etmek için uygulama oranını veya sıklığını gerektiği gibi ayarlayın. Bitkilere tutarlı bir besin kaynağı sağlamak için birkaç haftada bir şilempe ve tercihen diğer gübreleri tekrarlayın.
Yapraktan uygulama yapacaksanız uygun oranları kullanmaya dikkat edin.
Şilempenin oldukça alkali bir madde olduğuna dikkat etmek önemlidir, bu nedenle toprağa veya bitkilere zarar vermemek için dikkatli ve ölçülü kullanılmalıdır. Aşırı gübrelemeyi önlemek için toprağı test etmek ve kullanılan şilempe miktarını buna göre ayarlamak her zaman iyi bir fikirdir.
Şilempe yüksek düzeyde organik madde ve besin içeren sıvı bir üründür, bu da onu potansiyel bir gübre kaynağı yapar.
Bir gübre olarak şilempenin kalitesinin ve etkinliğinin, üretim sürecine ve şilempenin depolandığı ve işlendiği koşullara bağlı olarak değişebileceğini göz önünde bulundurmak önemlidir.
Yüksek düzeyde organik madde, mineral ve besin içeren ve genellikle gübre veya toprak düzenleyici olarak kullanılan bir sıvıdır. İşte şilempe gübre tariflerinden bazı örnekler:
300 litre şerbeti 300 litre su ile karıştırarak dekara 30 litre olacak şekilde toprağa uygulayın.
200 litre şerbeti 400 litre su ile karıştırarak dekara 30 litre olacak şekilde çözeltiyi toprağa uygulayın.
Bunlar sadece örnektir ve kullandığınız gerçek şıra ve su miktarı, toprak türü, yetiştirilen mahsul ve istenen etkiler gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır. Özel durumunuza uygun miktarı ve uygulama oranını belirlemek için bir ziraatçıya veya tarım uzmanına danışmanız önemlidir.
Şilempe, toprakta bulunan azot, fosfor ve potasyum gibi besin maddelerini bünyesinde içerir. Bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan bu maddeleri bitkiye sağlar. Bu sayede topraktaki bitkiler daha sağlıklı ve verimli olur. Ayrıca, şilempe organik kimyasal özellikleri sayesinde toprağın nemini korur ve toprağın yapısını düzenler. Bu da bitkilerin daha rahat su almasını ve hava geçirgenliğini sağlar. Genel olarak, şilempe kullanımı toprağın ve bitkilerin sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur.
Şilempe yüksek düzeyde organik madde içerir. Azotun yanı sıra fosfor ve potasyum gibi diğer besin maddeleri nedeniyle tarımda genellikle gübre olarak yer alır.
Şilempe’yi gübre olarak kullanmanın başlıca faydaları:
Bitkilerin daha güçlü büyümesine ve kuraklığa direnmesine yardımcı olur. İyileştirilmiş toprak yapısı ve su tutma kapasitesi sağlar.
Bitkilerin temel besinleri daha kolay emmesine ve sağlıklı büyümeyi desteklemesine yardımcı olur. Gelişmiş besin bulunabilirliği sağlar.
Toprağın organik maddesini artırarak uzun vadede toprak sağlığını ve verimliliğini iyileştirir.
İyi bir programla kimyasal gübre yerine kullanıldığında uzun dönemde sentetik gübrelere olan ihtiyacı azaltır. Böylelikle para tasarrufu sağlar, çevrenin de korunmasına yardımcı olur.
Toprak pH’ını iyileştirerek çok çeşitli bitkiler için en uygun büyüme koşullarını oluşturur.
Çiftçi için daha yüksek kar sağlayan artan mahsul verimi ve kalitesi sunar.
Şilempe, sürdürülebilir ve yenilenebilir bir kaynaktır. Atık ve çevre kirliliği yapmaz.
Genel olarak, şilempenin gübre olarak kullanılması hem toprak hem de bitkiler için pek çok fayda sağlar. Bu da onu sürdürülebilir tarım için önemli bir araç haline getirir.
Her ne kadar tipik olarak kendi başına bir gübre değilse de, gübrelerin bir bileşeni olarak veya toprak düzenleyici olarak tek başına da kullanılır. Özellikle sıvı gurubu gübrelerin ana hammaddesi olarak tercih edilir.
Tek başına da kullanılabilir, bitki büyümesi için gerekli olan azot, potasyum ve fosfor dahil olmak üzere zengin bir organik madde ve besin kaynağıdır.
Şilempeyi gübre olarak kullanmanın başka bir bakış açısıyla faydalarından bazıları da şunlardır:
Toprak yapısını iyileştirme: Şilempe, toprağın yapısını iyileştirmeye yardımcı olan, su ve besinleri daha gözenekli ve daha iyi tutabilen organik madde içerir. Bu sebeple sağlıklı kök büyümesini desteklemeye ve bitki verimliliğini artırmaya yardımcı olur.
Besin mevcudiyetinin arttırılması: Şilempede nitrojen, potasyum ve fosfor gibi besinler vardır. Bitkiler için hazırdır ve bu da büyümelerini ve gelişmelerini iyileştirmeye yardımcı olur.
Toprak verimliliğini artırma: Şilempedeki organik madde, toprağın verimliliğini artırmaya yardımcı olur. Bu da onu bitki büyümesi için daha elverişli hale getirir. Mahsul veriminin artmasına ve bitki sağlığının iyileştirilmesine yol açar.
Kimyasal gübre ihtiyacını azaltmak: Şilempe doğal bir gübredir. Pahalı ve çevreye zararlı olabilen sentetik gübre ihtiyacını azaltmaya yardımcı olur.
Su kullanım verimliliğinin artırır: Şilempe kullanımından kaynaklanan iyileştirilmiş toprak yapısı ve verimlilik, bitkilerin suyu daha iyi emmesini ve tutmasını sağlar. Bu da su kullanım verimliliğini artırır ve buharlaşma yoluyla su kaybını azaltmaya yardımcı olur.
Melasın analiz değerleri göz önünde bulundurulduğunda bu soru uzun bir makale konusudur. Dilerseniz kısa bir giriş yapalım. Şeker pancarı melası, şeker pancarı fabrikalarının bir ürünüdür. Hayvan yemi için faydalı çeşitli besinler içerir. Örneğin, iyi bir enerji, protein ve lif kaynağıdır. Ayrıca kalsiyum, fosfor ve magnezyum gibi vitaminler ve mineraller içerir. Melasın şeker, protein ve lif düzeyleri gibi analiz değerleri vardır. Bu değerler farklı türde hayvanlar için uygunluğunu belirlemeye yardımcı olur. Genel olarak, melasın hayvan yemi içinde kullanımı, yemin besin değerini geliştirmeye yardımcıdır. Böylece hayvanların sağlığına ve verimliliğine katkıda bulunabilir.
Melas, sığır, at, koyun, keçi gibi çeşitli hayvanlar için sıkça kullanılan bir yem maddesidir. Bu, şeker pancarı işleme sürecinin bir ürünüdür ve bu hayvanlar için enerji ve karbonhidrat kaynağıdır. Ayrıca, melas, hayvanların sağlığı ve büyümesi için gereklidir. Çünkü potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi minerallere de iyi bir kaynaktır.
Öncelikle, şeker pancarı melasının ne olduğu ve nereden geldiğini anlamak önemlidir. Şeker pancarı melası, şeker pancarı işlemesinin bir artan ürünüdür. Pancarın şekeri ayrıldıktan sonra kalan, koyu, kahverengi sıvıdır.
Yüksek Enerji İçerir
Dikkate alınması gereken önemli bir analiz değeri, onun besin içeriğidir. Melas, yüksek enerji içeren bir yem maddesidir. Bu nedenle mısırın 1,5 katı kadar enerji sağlar. Ayrıca, birçok hayvan için önemli bir enerji kaynağı olan karbonhidratlardan da iyi bir kaynaktır.
Melas, ayrıca kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi minerallerin zengin bir kaynağıdır. Bu mineraller, hayvanların sağlıklı kemiklerini korumak ve diğer fizyolojik fonksiyonları desteklemek için hayati önem taşır.
Şeker pancarı melasını değerlendirirken dikkate alınması gereken diğer bir önemli değer, onun tatlandırıcılığıdır. Birçok hayvan, melası çok tatlı bulur. Bu nedenle yemlerin genel alımını ve sindirimini geliştirmede kullanışlı bir yem maddesidir. Bu, özellikle seçici yiyen veya azalan iştahı olan hayvanlar için yararlıdır.
Besin değeri yanında, şeker pancarı melası, hayvan yeminde kullanıldığında başka faydalar da sağlar. Örneğin, yem peletlerini bir arada tutmak için doğal bir bağlayıcı olarak kullanın. Bu sayede hayvanların yemini yemesi daha kolay hale gelebilir. Ayrıca, doğal bir şeker kaynağıdır.
Yüksek enerji içeriği vardır. Hayvanların büyüme ve gelişmesi için gerekli olan bir dizi vitamin ve mineral içerir. Özellikle, şeker pancarı melası, kemik ve dişlerin sağlığı için önemli olan kalsiyum vardır. Magnezyum ve diğer minerallerin de iyi bir kaynağıdır.
Şeker pancarı melasının önemli bir avantajı, yüksek enerji içeriğidir. Genellikle sükroz, glukoz ve fruktoz gibi basit şekerlerden oluşur. Hayvanlar tarafından kolayca sindirilir ve enerjiye dönüştürülür. Bu, genç büyüyen hayvanlar veya yoğun egzersiz yapılan hayvanlar da önemlidir. Yüksek enerji diyeti gerektiren hayvanlar için idealdir.
Melası, sığırlar, atlar, koyunlar, keçiler gibi çeşitli hayvanlar için bir yem takviyesi olarak kullanın.
Hayvanlara yem olarak sıvı verilebilir veya diğer yemlerle karıştırılarak dengeli bir diyet sağlanabilir. Ayrıca diğer yem maddelerini kaplamak için de kullanabilirsiniz. Böylece onların lezzetini ve yem alımını arttırabilirsiniz.
Besin değeri dışında, şeker pancarı melası, hayvan yemi için yararlı diğer özelliklere de sahiptir. Örneğin, yüksek viskozite ve tatlı bir tadı vardır. Bu sebeple diğer daha az lezzetli yem maddelerinin tadını maskeler. Ayrıca, yem karışımlarının kalınlığını artırarak işleme ve yenmesini daha kolay hale getirebilirsiniz.
Genel olarak, melas, hayvanların büyüme ve gelişmesini destekler. Değerli besinler ve enerji sağlayan önemli bir hayvan yemi bileşenidir. Melasın yüksek lif içeriği de hayvanlar için faydalıdır. Çünkü lif, hayvanların sindirim sistemini düzgün çalıştırmakta ve sağlıklı bir bağırsak fonksiyonunu desteklemektedir.
Ek olarak, şeker pancarı pekmezi(melas), hayvanların bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur. Zengin bir doğal antioksidan kaynağıdır. Hayvanların diyetlerini dengeli tutmak ve sağlıklı bir şekilde beslenmelerini sağlamak önemlidir. Bu nedenle, hayvanların rasyonlarında şeker pancarı melasının bulunması çok önemlidir. Ne kadar bulunması gerektiği konusunda bir veteriner hekimine danışmanız tavsiye edilir.
İŞLEM: Bir karıştırıcı kazan içerisine mevcut su ve şilempe konularak karıştırılır. Karışım homojen olunca karıştırma işlemine son verilerek kullanılır veya satış için farklı gramajlarda ambalajlanır. Şilempe şeker pancarından, şeker üretimi esnasında yan ürün olarak elde edilir. Her şilempe eldesinde farklı organik değerler elde edilebilir. Bu nedenle bir ürün formüle edilirken, yukarıdaki değerler baz alınarak ürün formüle edilir ve daha sonra analiz sonrasında çıkan gerçek değerler kullanılır.
NOT: Yukarıda formüle edilen sıvı organik gübre içerisinde yaklaşık olarak % 48 organik madde mevcuttur. Ayrıca yaklaşık %8 oranında potasyum ( K20 ) ve % 2,8 organik azot ( N ) vardır.
Global borç ile dünyanın toplam üretiminin karşılaştırılması. (Veriler: Dünya Bankası ve IIF)
Tüm dünyada sanayi ve tarım üretimi ile ticaret şu anda yürürlükte olan merkez bankaları fiat para rejimi tarafından üretilen krediye dayalı olarak işlemektedir. İrili ufaklı tüm şirketler ve insanlar, merkez bankalarından başlayan hiyerarşik yapıdaki bir para akışına güvenmektedir. Amerikan merkez bankası Fed, ABD hazinesinin, uzun vadeli senetler çıkartarak verdiği ödeme sözleri karşılığında bunlara dayalı olarak para basmaktadır. Bugün dünyada kullandığımız paranın %90’dan fazlası nakit olmayıp, Fed tarafından basılan taban paranın ticari bankalar vasıtasıyla işletmelere ve hanelere verilen borç şeklinde çoğaltılmasıyla oluşmaktadır. Üstelik bu para sistemi sadece ABD’nin değil, dünyadaki tüm ülkelerin merkez bankaları ve global bankalar üzerinden global olarak işlemektedir, sadece bu ülkeye özgü bir yapı değildir. Ancak son otuz yılda merkez bankalarından çoğaltılan paraya dayalı sistem giderek gerçek ekonomi ile bağlantısını kaybetmiş ve nihayet 2020 Mart ayında yaşanan mali kriz ile tehlikeli bir yıkıma doğru gitmeye başlamıştır.
Mart krizi başlamadan hemen önce, 2020 yılı başında dünyadaki global borç yükü 257 trilyon dolarlar seviyesine gelmişti, ki bu miktar 2019 yılında tüm dünya üretiminin üç katından fazlaydı. Yazının girişindeki şekilde mavi renkli olan kısıma bakınız: Bu bölge dünya üretimi (yeşil) ile borç yükü arasındaki farkı gösteriyor. Sadece bu şekile bakarak son yirmi senede hayat standartlarımızın çok yükselmiş olduğunu sanabilirsiniz, ancak gerçek ne yazık ki bu değil.
Biraz daha dikkatle şekile baktığımızda bu borç yükünün bir eğri olmayıp, gitgide kamburlaşmakta olan beş ayrı dönemden oluştuğunu farkedeceksiniz. Bu beş dönemin ilk kısmı olan 1980–90 arasının soğuk savaş yılları olduğunu ve borcun neredeyse üretim ile atbaşı olduğunu göreceksiniz. 1990 ile 2000 arasındaysa, belli bir hazırlık yapılmış gibidir. 2000 ile 2010 yılları arasındaki on yılda borç şaha kalkmış ve akıl dışı miktarlarda kredi yaratılmış ve bazı maceralar fonlanmış gibi bir resim vardır. 2008 krizini takip eden yıllarda, yani 2010 ile 2015 arasında şahlanma biraz durulmuşsa da, 2015 sonrasında 2020 Mart’ına kadar yeniden korkunç düzeyde bir borç artışı olduğunu görmekteyiz. Bu tabloda kullandığım veriler Dünya Bankası ve IIF’in sitelerinden alınmış gerçek sayılara dayanmaktadır, kendiniz de bakabilirsiniz. Şimdi soruyorum; bu borcu kim yaratmıştır, hangi projeler için bu borç yaratılmıştır ve sonuçta kim alacaklıdır? Bu projelerde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiş, pek çok ülkede halklar yerlerinden yurtlarından edilmiş ve üstelik bütün bunlar doğanın ve iklimin dengesi çok ciddi seviyelerde tehlikelere sokularak yapılmıştır.
Tanrı rolüne soyunmuş görünen Siyah Giyen Adamlar, yani bankacılar ve finansçılar, bir taraftan yukarıda anlattığım gibi bir borç yaratmakta, başka bir tarafta da alacaklılar olarak karşımızda beklemektedir. Son onyıllarda girişilmiş pek çok sonuçsuz macerada dünya insanları olarak bizler borçlandırılmış ve karşılığında da hayat standartlarımız artmamış aksine düşmüştür. Bu dönemde işsizlik global olarak artmış ve gelir dağılımı eşitsizliği ürkütücü boyutlara varmıştır.
Peki Adam Smith’in görünmeyen eline ne oldu?
Pazar ekonomisinin ve kapitalizmin babası olarak kabul edilen Adam Smith’in, UluslarınZenginliği isimli kitabında bahsettiği serbest pazar ekonomisinin düzenleyici eli, o meşhur ‘görünmeyen el’e ne oldu? Şu son dönemde Fed tarafından yapılan operasyonlarla kapitalizmin tüm kuralları hiçe sayıldı ve başarısız tüm şirketler ve batık fonlar ekstra para yaratılarak kurtarıldı. Yani, bir benzetme yaparsak, poker masasında oynayan tüm oyuncular kazandırıldı. Serbest piyasa mantığına aykırı olan bu son olaylarla Amerikan piyasasındaki tüm sermaye (dev fonlar)ve üretim araçları (dev firmalar) devletin bastığı para ile devletleştirildi, özel mülkiyet olmaktan çıkarıldı. Bunu yapmak için önce Amerikan hazinesi ile Fed birleştirildi. Bunlar eskiden olsa, Amerika da Sosyalizme geçti derdik ama belli ki şu anda daha vahim hadiseler cereyan etmekte.
Bir süre sonra, tozlar yatıştıktan sonra dünya finansal siteminde bir yeniden yapılanma olacaktır. Korona virüsünün de yardım ettiği bu çözülme ile yukarıdaki borç tablosunda büyük kırılmalar olacak ve dünya üretimi de hızla küçülecek. Ancak yine aynı tablonun bize gösterdiği vahim resim, bugüne kadar oynanan oyunun tüm etik kuralların terkedilerek oynanmış olduğudur. Aslında çoktan batması gereken büyük şirketler ucuz kredi verilerek ahlaki olmayan şekillerde yüzdürülmüştür. Bu şirketlerin yöneticileri bu ucuz kredilerle hem ceplerini gözlerimizin önünde tıka basa doldurmuşlar hem de alınan borçlarla şirketler kendi hisselerini satın alıp sahte büyüme rakamlarına sebep olmuşlardır, balonlar şişirmişlerdir. Bu olaylar serbest piyasa kurallarına aykırıdır ve ahlak dışıdır, etik değildir.
Özetle, ahlaki yanlışları artık aleni hale gelmiş olan ama kendinden menkul ve hesapsız hareketlerini sürdüren dünya parasının sahibi Siyah Giyen Adamlar artık iflas etmişlerdir. Dünya finans sistemi tam çöküşün eşiğindedir. Bu çöküşe neden olan olay sadece korona virüs değildir. Teknolojik ilerlemelerle birlikte artık dünya farklı bir yerdedir ve bundan sonra kimse kolayca kandırılamayacaktır. Bugüne kadar finansçılar, arbitraj adını verdikleri ve temelinde bilgi asimetrisine dayanan bir takım yöntemlerle kazanç sağlamaktaydı. Sonra, türev piyasaları ile sanal olarak şişirilmiş para ve kredi hacmini duymuşsunuzdur. Bilgi asimetrisine, yani bilginin her yere aynı hızla gitmiyor olmasına dayalı tüm bu sistemlerin bundan sonra çalışmayacağını düşünüyoruz. Bu kişilere bir tur daha aynı maskaralıklara dönme imkanını artık dünya (ve korona virüs) bundan sonra zor verir.
Bu noktada gelecek tarım üretimi, sanayi ve ticaret hayatı için yeni ve gayri merkezi bir para/kredi sistemi öneriyoruz. Önerdiğimiz bu yeni sisteme Def Protokolü adını verdik. Bu yeni sistem, tamamen reel ekonomiye dayanacak ve açık kaynak ve şeffaf olduğu için ahlak kurallarını da net bir şekilde içerecektir. Ayrıca, burada bilgi simetrisi her an olacak, süper iletken diye kodladığımız bir aplikasyon ile blokzinciri ve akıllı kontratlara dayalı olarak kredi uçlarda, yani gayri merkezi olarak üretilecektir.
Def Protokolü
Bu yazı ile ilk defa duyurduğumuz çözüm aslında ülkemizde 40 yıldır olan ve adına “vadeli çek” denilen bir metoda dayanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Defterhane ekibi olarak bu metodun temel prensiplerini örnek aldık ve Ethereum platformu üzerinde geliştirdiğimiz akıllı kontratlar vasıtasıyla ülkemiz insanlarının ve dünyanın geri kalanının kullanımı için gerçek hayata ve reel ekonomiye endeksli bir protokol oluşturduk.
Tamamen açık kaynak araçlardan yararlanan bu yeni protokolün teknik detaylarını yayınlayacağımız bir white paper ile anlatacağız. Bu yazıda sadece protokolün, şu andaki merkezi sistemden nasıl farklılıklar içerdiğini anlatmaya odaklandık.
Aşağıdaki yan yana iki şekilde (P) harfiyle işaretlenmiş daireler üretim (production) ve [C] harfi olan daireler de tüketim (consumption) noktalarını göstermektedir. (F) harfi de finansman yani bankaları ve finans kuruluşlarını temsil etmektedir.
Soldaki şimdiki finansal yapı, sağdaki yeni önerdiğimiz sistem.
Mart 2020’de krize girmiş olan dünya finans sisteminde soldaki şekildekine benzer bir yapı bulunmaktadır. Bu temsili resimde, tüm üretim ve tüketim ilişkilerinin içerisinde (F) daireleri bulunmakta. Bu (F) noktaları şu anda sistematik bilgi asimetrisine dayalı yapıda üreten ve tüketen dairelerin aralarında yer alıyor.
Patlayan F’ler yapısal hasar oluşturacak.
Yani, üretim yapan tüm noktalar, mesela tarım üretimi içinde çiftçiler, tüketimin yapılacağı noktalardaki insanlardan kopuk olarak ürünlerini mecburen yakınlarında olan ve o anda finansman sağlayabilen kişilere satmaktadırlar. Çünkü, tüketim noktalarının bilgisi, tüketicilerin kaçının, hangi ürünleri kaç liraya alacakları bilgisi üretim aşamasındaki çiftçilerin erişimine açık değil. Bu bilgi asimetrisinden yararlanan (F) daireleri, yani aracılar, sistem içinde arbitraj yapmakta, bu bilgi eksikliğini hiç ahlaki olmayan bir şekilde kazanca döndürmekteler, ayrıca buralarda bazılarımızca yasak veya günah sayılan faiz de oluşmakta. Ancak şimdi gelişen teknolojinin, yaygın akıllı telefonların ve blokzinciri sistemlerinin yardımıyla bu bilgi asimetrisine dayalı mimariyi yukarıdaki şekilde sağdaki yapıya benzer bir yapıya döndürmekteyiz. Bu yeni yapıda, tüm üreticiler ile tüketimi yapacak olan insanlar aynı süper iletken ağı içinde birbirlerinden haberdar olabilecek ve fiyat da her iki grubu da tatmin edecek şekilde dengeli ve ahlaklı bir şekilde belirlenebilecektir. Arada da varlığı gerekmeyen başka hiçbir dış unsur yer almayacaktır.
Şu anda patlamakta olan merkezi finansal yapıda, üreticiler ile tüketicilerin arasında duran ve genel olarak “aracı” dediğimiz tüm lüzumsuz kişiler bu yeni yapıda yok olacaklar. Bu yok oluş ne yazık ki, üretim ve tüketim noktaları arasında önümüzdeki dönemde geçici bir hasar yaratacak ve bu yazıda anlattığımız süper iletken yapılar yerlerine konulana kadar belki de şehirlerde gıda sıkıntısı çekilecek ve fiyatlar aşırı yükselecektir.
Önerdiğimiz yeni yapıda ise üretim ve tüketim çarkları artık aşağıdaki dairesel yapıda çalışacak ve aralarında bilgi asimetrisi kalmayacak şekilde uçtan uca birbirinden haberdar olacaktır. Buradaki (M) dairesi, süper iletken sistemini işleten madencileri ve her türden teknik ve lojistik destek yapıları temsil etmektedir, bir süre sonra kaybolacaktır. Çünkü madencilik fonksiyonu tüm akıllı telefon kullanıcıları tarafından yapılacaktır. Ürünlerin pazara çıkmasına yardımcı olan her tür hizmet, paketleme, numaralama, denetleme gibi
işlemlerin hepsi (P) noktasına ait kabul edilmelidir. Ürünlerin tüketildikleri şehirlerde ya da kasabalarda aracılık hizmeti yapan satış noktaları, tahsilat birimleri gibi hizmet birimleri de (C) yani tüketim dairesinin parçasıdırlar. Fiyatın oluşması bu çarkın içinde tüm hizmet verenlerin payları ve karları alt alta yazılıp toplanarak sistemsel olarak yani kendiliğinden yapılabilecektir. Sistem işlemeye başladıktan kısa süre sonra, spekülatif fiyatlar mümkün olmayacak, ürün stoklayarak fırsatçılığın önüne de ürünlere yerleştirilecek basit bir QR kod ile takip sisteminin eklenmesi mani olacaktır. Akışın hızını kesecek herşey, her türlü birikme, gereksiz kayıplar bu şekilde en aza indirilebilecektir. Bu süper iletken çark içinde hak edilmemiş payın kazanması mümkün olamayacaktır.
Not: Defterhane kurucu ekibi, Onur Kılıç ve C. Ş. Türün’den oluşmaktadır. Başta Sait İmamoğlu olmak üzere destek veren tüm dostlarımıza teşekkürü borç biliyorum.