tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Gayri merkezi kredi protokolü: DEF

Cemil Şinasi Türün

Cemil Şinasi TürünFollowingApr 17 · 6 min read

Global borç ile dünyanın toplam üretiminin karşılaştırılması. (Veriler: Dünya Bankası ve IIF)

Tüm dünyada sanayi ve tarım üretimi ile ticaret şu anda yürürlükte olan merkez bankaları fiat para rejimi tarafından üretilen krediye dayalı olarak işlemektedir. İrili ufaklı tüm şirketler ve insanlar, merkez bankalarından başlayan hiyerarşik yapıdaki bir para akışına güvenmektedir. Amerikan merkez bankası Fed, ABD hazinesinin, uzun vadeli senetler çıkartarak verdiği ödeme sözleri karşılığında bunlara dayalı olarak para basmaktadır. Bugün dünyada kullandığımız paranın %90’dan fazlası nakit olmayıp, Fed tarafından basılan taban paranın ticari bankalar vasıtasıyla işletmelere ve hanelere verilen borç şeklinde çoğaltılmasıyla oluşmaktadır. Üstelik bu para sistemi sadece ABD’nin değil, dünyadaki tüm ülkelerin merkez bankaları ve global bankalar üzerinden global olarak işlemektedir, sadece bu ülkeye özgü bir yapı değildir. Ancak son otuz yılda merkez bankalarından çoğaltılan paraya dayalı sistem giderek gerçek ekonomi ile bağlantısını kaybetmiş ve nihayet 2020 Mart ayında yaşanan mali kriz ile tehlikeli bir yıkıma doğru gitmeye başlamıştır.

Mart krizi başlamadan hemen önce, 2020 yılı başında dünyadaki global borç yükü 257 trilyon dolarlar seviyesine gelmişti, ki bu miktar 2019 yılında tüm dünya üretiminin üç katından fazlaydı. Yazının girişindeki şekilde mavi renkli olan kısıma bakınız: Bu bölge dünya üretimi (yeşil) ile borç yükü arasındaki farkı gösteriyor. Sadece bu şekile bakarak son yirmi senede hayat standartlarımızın çok yükselmiş olduğunu sanabilirsiniz, ancak gerçek ne yazık ki bu değil.

Biraz daha dikkatle şekile baktığımızda bu borç yükünün bir eğri olmayıp, gitgide kamburlaşmakta olan beş ayrı dönemden oluştuğunu farkedeceksiniz. Bu beş dönemin ilk kısmı olan 1980–90 arasının soğuk savaş yılları olduğunu ve borcun neredeyse üretim ile atbaşı olduğunu göreceksiniz. 1990 ile 2000 arasındaysa, belli bir hazırlık yapılmış gibidir. 2000 ile 2010 yılları arasındaki on yılda borç şaha kalkmış ve akıl dışı miktarlarda kredi yaratılmış ve bazı maceralar fonlanmış gibi bir resim vardır. 2008 krizini takip eden yıllarda, yani 2010 ile 2015 arasında şahlanma biraz durulmuşsa da, 2015 sonrasında 2020 Mart’ına kadar yeniden korkunç düzeyde bir borç artışı olduğunu görmekteyiz. Bu tabloda kullandığım veriler Dünya Bankası ve IIF’in sitelerinden alınmış gerçek sayılara dayanmaktadır, kendiniz de bakabilirsiniz. Şimdi soruyorum; bu borcu kim yaratmıştır, hangi projeler için bu borç yaratılmıştır ve sonuçta kim alacaklıdır? Bu projelerde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiş, pek çok ülkede halklar yerlerinden yurtlarından edilmiş ve üstelik bütün bunlar doğanın ve iklimin dengesi çok ciddi seviyelerde tehlikelere sokularak yapılmıştır.

Tanrı rolüne soyunmuş görünen Siyah Giyen Adamlar, yani bankacılar ve finansçılar, bir taraftan yukarıda anlattığım gibi bir borç yaratmakta, başka bir tarafta da alacaklılar olarak karşımızda beklemektedir. Son onyıllarda girişilmiş pek çok sonuçsuz macerada dünya insanları olarak bizler borçlandırılmış ve karşılığında da hayat standartlarımız artmamış aksine düşmüştür. Bu dönemde işsizlik global olarak artmış ve gelir dağılımı eşitsizliği ürkütücü boyutlara varmıştır.

Peki Adam Smith’in görünmeyen eline ne oldu?

Pazar ekonomisinin ve kapitalizmin babası olarak kabul edilen Adam Smith’in, Ulusların Zenginliği isimli kitabında bahsettiği serbest pazar ekonomisinin düzenleyici eli, o meşhur ‘görünmeyen el’e ne oldu? Şu son dönemde Fed tarafından yapılan operasyonlarla kapitalizmin tüm kuralları hiçe sayıldı ve başarısız tüm şirketler ve batık fonlar ekstra para yaratılarak kurtarıldı. Yani, bir benzetme yaparsak, poker masasında oynayan tüm oyuncular kazandırıldı. Serbest piyasa mantığına aykırı olan bu son olaylarla Amerikan piyasasındaki tüm sermaye (dev fonlar)ve üretim araçları (dev firmalar) devletin bastığı para ile devletleştirildi, özel mülkiyet olmaktan çıkarıldı. Bunu yapmak için önce Amerikan hazinesi ile Fed birleştirildi. Bunlar eskiden olsa, Amerika da Sosyalizme geçti derdik ama belli ki şu anda daha vahim hadiseler cereyan etmekte.

Bir süre sonra, tozlar yatıştıktan sonra dünya finansal siteminde bir yeniden yapılanma olacaktır. Korona virüsünün de yardım ettiği bu çözülme ile yukarıdaki borç tablosunda büyük kırılmalar olacak ve dünya üretimi de hızla küçülecek. Ancak yine aynı tablonun bize gösterdiği vahim resim, bugüne kadar oynanan oyunun tüm etik kuralların terkedilerek oynanmış olduğudur. Aslında çoktan batması gereken büyük şirketler ucuz kredi verilerek ahlaki olmayan şekillerde yüzdürülmüştür. Bu şirketlerin yöneticileri bu ucuz kredilerle hem ceplerini gözlerimizin önünde tıka basa doldurmuşlar hem de alınan borçlarla şirketler kendi hisselerini satın alıp sahte büyüme rakamlarına sebep olmuşlardır, balonlar şişirmişlerdir. Bu olaylar serbest piyasa kurallarına aykırıdır ve ahlak dışıdır, etik değildir.

Özetle, ahlaki yanlışları artık aleni hale gelmiş olan ama kendinden menkul ve hesapsız hareketlerini sürdüren dünya parasının sahibi Siyah Giyen Adamlar artık iflas etmişlerdir. Dünya finans sistemi tam çöküşün eşiğindedir. Bu çöküşe neden olan olay sadece korona virüs değildir. Teknolojik ilerlemelerle birlikte artık dünya farklı bir yerdedir ve bundan sonra kimse kolayca kandırılamayacaktır. Bugüne kadar finansçılar, arbitraj adını verdikleri ve temelinde bilgi asimetrisine dayanan bir takım yöntemlerle kazanç sağlamaktaydı. Sonra, türev piyasaları ile sanal olarak şişirilmiş para ve kredi hacmini duymuşsunuzdur. Bilgi asimetrisine, yani bilginin her yere aynı hızla gitmiyor olmasına dayalı tüm bu sistemlerin bundan sonra çalışmayacağını düşünüyoruz. Bu kişilere bir tur daha aynı maskaralıklara dönme imkanını artık dünya (ve korona virüs) bundan sonra zor verir.

Bu noktada gelecek tarım üretimi, sanayi ve ticaret hayatı için yeni ve gayri merkezi bir para/kredi sistemi öneriyoruz. Önerdiğimiz bu yeni sisteme Def Protokolü adını verdik. Bu yeni sistem, tamamen reel ekonomiye dayanacak ve açık kaynak ve şeffaf olduğu için ahlak kurallarını da net bir şekilde içerecektir. Ayrıca, burada bilgi simetrisi her an olacak, süper iletken diye kodladığımız bir aplikasyon ile blokzinciri ve akıllı kontratlara dayalı olarak kredi uçlarda, yani gayri merkezi olarak üretilecektir.

Def Protokolü

Bu yazı ile ilk defa duyurduğumuz çözüm aslında ülkemizde 40 yıldır olan ve adına “vadeli çek” denilen bir metoda dayanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Defterhane ekibi olarak bu metodun temel prensiplerini örnek aldık ve Ethereum platformu üzerinde geliştirdiğimiz akıllı kontratlar vasıtasıyla ülkemiz insanlarının ve dünyanın geri kalanının kullanımı için gerçek hayata ve reel ekonomiye endeksli bir protokol oluşturduk.

Tamamen açık kaynak araçlardan yararlanan bu yeni protokolün teknik detaylarını yayınlayacağımız bir white paper ile anlatacağız. Bu yazıda sadece protokolün, şu andaki merkezi sistemden nasıl farklılıklar içerdiğini anlatmaya odaklandık.

Aşağıdaki yan yana iki şekilde (P) harfiyle işaretlenmiş daireler üretim (production) ve [C] harfi olan daireler de tüketim (consumption) noktalarını göstermektedir. (F) harfi de finansman yani bankaları ve finans kuruluşlarını temsil etmektedir.

Soldaki şimdiki finansal yapı, sağdaki yeni önerdiğimiz sistem.

Mart 2020’de krize girmiş olan dünya finans sisteminde soldaki şekildekine benzer bir yapı bulunmaktadır. Bu temsili resimde, tüm üretim ve tüketim ilişkilerinin içerisinde (F) daireleri bulunmakta. Bu (F) noktaları şu anda sistematik bilgi asimetrisine dayalı yapıda üreten ve tüketen dairelerin aralarında yer alıyor.

Patlayan F’ler yapısal hasar oluşturacak.

Yani, üretim yapan tüm noktalar, mesela tarım üretimi içinde çiftçiler, tüketimin yapılacağı noktalardaki insanlardan kopuk olarak ürünlerini mecburen yakınlarında olan ve o anda finansman sağlayabilen kişilere satmaktadırlar. Çünkü, tüketim noktalarının bilgisi, tüketicilerin kaçının, hangi ürünleri kaç liraya alacakları bilgisi üretim aşamasındaki çiftçilerin erişimine açık değil. Bu bilgi asimetrisinden yararlanan (F) daireleri, yani aracılar, sistem içinde arbitraj yapmakta, bu bilgi eksikliğini hiç ahlaki olmayan bir şekilde kazanca döndürmekteler, ayrıca buralarda bazılarımızca yasak veya günah sayılan faiz de oluşmakta. Ancak şimdi gelişen teknolojinin, yaygın akıllı telefonların ve blokzinciri sistemlerinin yardımıyla bu bilgi asimetrisine dayalı mimariyi yukarıdaki şekilde sağdaki yapıya benzer bir yapıya döndürmekteyiz. Bu yeni yapıda, tüm üreticiler ile tüketimi yapacak olan insanlar aynı süper iletken ağı içinde birbirlerinden haberdar olabilecek ve fiyat da her iki grubu da tatmin edecek şekilde dengeli ve ahlaklı bir şekilde belirlenebilecektir. Arada da varlığı gerekmeyen başka hiçbir dış unsur yer almayacaktır.

Şu anda patlamakta olan merkezi finansal yapıda, üreticiler ile tüketicilerin arasında duran ve genel olarak “aracı” dediğimiz tüm lüzumsuz kişiler bu yeni yapıda yok olacaklar. Bu yok oluş ne yazık ki, üretim ve tüketim noktaları arasında önümüzdeki dönemde geçici bir hasar yaratacak ve bu yazıda anlattığımız süper iletken yapılar yerlerine konulana kadar belki de şehirlerde gıda sıkıntısı çekilecek ve fiyatlar aşırı yükselecektir.

Önerdiğimiz yeni yapıda ise üretim ve tüketim çarkları artık aşağıdaki dairesel yapıda çalışacak ve aralarında bilgi asimetrisi kalmayacak şekilde uçtan uca birbirinden haberdar olacaktır. Buradaki (M) dairesi, süper iletken sistemini işleten madencileri ve her türden teknik ve lojistik destek yapıları temsil etmektedir, bir süre sonra kaybolacaktır. Çünkü madencilik fonksiyonu tüm akıllı telefon kullanıcıları tarafından yapılacaktır. Ürünlerin pazara çıkmasına yardımcı olan her tür hizmet, paketleme, numaralama, denetleme gibi

işlemlerin hepsi (P) noktasına ait kabul edilmelidir. Ürünlerin tüketildikleri şehirlerde ya da kasabalarda aracılık hizmeti yapan satış noktaları, tahsilat birimleri gibi hizmet birimleri de (C) yani tüketim dairesinin parçasıdırlar. Fiyatın oluşması bu çarkın içinde tüm hizmet verenlerin payları ve karları alt alta yazılıp toplanarak sistemsel olarak yani kendiliğinden yapılabilecektir. Sistem işlemeye başladıktan kısa süre sonra, spekülatif fiyatlar mümkün olmayacak, ürün stoklayarak fırsatçılığın önüne de ürünlere yerleştirilecek basit bir QR kod ile takip sisteminin eklenmesi mani olacaktır. Akışın hızını kesecek herşey, her türlü birikme, gereksiz kayıplar bu şekilde en aza indirilebilecektir. Bu süper iletken çark içinde hak edilmemiş payın kazanması mümkün olamayacaktır.

Not: Defterhane kurucu ekibi, Onur Kılıç ve C. Ş. Türün’den oluşmaktadır. Başta Sait İmamoğlu olmak üzere destek veren tüm dostlarımıza teşekkürü borç biliyorum.

tarihinde yayınlandı 2 Yorum

Bokaşi Kompostu

Bokaşi kompostu yüzyıllardır uzak doğu da uygulanan kadim bir kompost şeklidir. Evde yapılabilecek en kolay kompost aynı zamanda çevreye dosttur. Bokaşi kompostu yaptığınızda havaya zararlı karbon salımı olmaz.

    Bokaşi kompostu  yapmak aslında çok kolaydır.  Bunun için ışık geçirmeyen çeşmeli bir varil yada bidon, içine koyabileceğiniz ayaklı  bir süzgeç, bir miktar çam talaşı ve kompost başlatıcıya ihtiyacımız var. 

Bokaşi kompostuna neler konulur. Mutfağınızdan çıkan her türlü organik atık, artan bozulmamış  yemekleriniz, ayıkladığınız balıklar, pişirdiğiniz hayvan kemikleri hepsini ekleyebilir siniz.

Birkaç tane sıralayacak olursak; Sebze atıkları, domates, biber, patlıcan, patates kabukları, Meyve kabukları, mandalina, portakal, elma, nar kabukları, yumurta kabukları, çay kahve posası ve yumurta kartonları.

Bunların hepsi küçük parçalara bölünerek bokaşi kompostunun içine atılabilir. 

Nasıl bir yol izleriz; Şöyle küçük bir örnek verelim : Bu akşam patates yemeği yaptık kabuklarını ayırdık, yanına salata yaptık salata yaparken marulların sararmış olanlarını, salatalık kabuklarını, doğramadığımız domates parçalarını biriktirdik. Kapağını açtığınız kompost bidonuna bokaşi suyu ile ıslattığınız çam talaşından bir miktar dibine serpiyoruz, üzerine gıda atıklarımızı atıyoruz, üzerine tekrar ıslatılmış talaş ekleyip bir naylon poşetle sıkıca örtüp kapağını kapatıyoruz, kapak sıkıca kapanmalı asla hava almamalıdır.

Birkaç gün sonra çeşmesinden alacağınız su turşu suyu gibi kokar. Bu su çok verimli bir sıvı gübredir.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Melâs ve Melâslı Kuru Pancar Küspesi İle Hayvanların Beslenmesi

YAZANLAR
MUSTAFA DÎNÇER ve NECMETTİN E. KARATAYLI
TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A. Ş.
 
Neşriyatı No. 172
Yeni Desen Matbaası Ankara — 1970

İÇİNDEKİLER

Sayfa

Önsöz………………………………. 5

MELAS

Melas Nedir? ……………………………………………………………………   7

Melâsdaki Şekerden Faydalanma ………………………………………..  9

Melâsın Yem Değeri …………………………………………………………..  9

Melasın Hayvanlara Yedirilmesi………………………………………… 11

Melâslı Yem Paçalının Hazırlanması …………………………………..  12

Hayvanlara Verilecek Günlük Melas Miktarları ……………………  12

Yem Fabrikaları Niçin Melas Kullanırlar? ……………………………  13

Hayvan Besicileri Hayvanlarına Niçin Melas Yedirirler? …………  14

Melâsın Dağıtımı ve Satışı ………………………………………………..  14

Melasın Depolanması ve Melas Depoları …………………………….  15

Pompalar ve Isı Faktörü ……………………………………………………  18

Yem Fabrikalarında Melâsın, Yemlere Karıştırılması……………… 19

Yemleri Devamlı Karıştırma İşlemi ……………………………………..  20

Melâsın Hayvanlara Sade Melâs Olarak Yedirilmesi………………. 20

Yeşil Yem Silâjına Melâs Katılması …………………………………….  21

Süt İneklerinin Beslenmesi ………………………………………………  22

Besi Sığırlarının Beslenmesi ……………………………………………..  22

Koyunların Beslenmesi ……………………………………………………  22

Domuzların Beslenmesi ……………………………………………………  23

Beygirlerin Beslenmesi …………………………………………………….  23

Tavukların Beslenmesi …………………………………………………….  24

Hindilerin Beslenmesi ……………………………………………………..  24

Sayfa

KÜSPE

Şeker Pancarı Küspesi ……………………………………………………    24

Şeker Pancarı Küspesinin Kurutulması ……………………………..  27

Pelet Küspe …………………………………………………………………..   33

Melaslı Kuru Pancar Küspesinin Analizi ve Yemlerin Besin Değeri  34

Kuru Pancar Küspesi île Diğer Yemlerin Üsareyi Emme Mukayesesi      37

Melâslı Kuru Küspe İyi Bir Yeşil Yem Silâjı Yapı­mında

Faydalı Olmaktadır ………………………………………………………….  33

Hayvanları Yemleme Rasyonları (Günlük İstihkak

Olan Yem Paçalları) ………………………………………………………..   39

Sığırların Beslenmesi ……………………………………………………..    41

Süt Sığırları İçin Rasyon …………………………………………………    46

Kuzu Beslenmesi İçin Rasyon ………………………………………….   47

Özetleme          51

ÖNSÖZ

Memleketimizin artan nüfusuna ilişkin ekonomik problem­leri içerisinde bol ve ucuz hayvan yemi temini de yer almak­tadır. Zira, bu konunun çözümü, beslenebilmemiz için gerekli olmaktadır. Türkiye’de hayvan beslenmesi ve bu yoldan mem­leketteki et ve süt darlığııun giderilmesinde pancar küspesi ile melas çok büyük bir önem taşımaktadırlar.

Şeker fabrikasyonu artığı olan küspe ve melas, hayvan besleme değeri yüksek, ucuz ve kolay temin edilebilen birer yem kaynağıdır. Her iki yem de lezzetli ve karbonhidratça zengin olup, hayvanların midesinde kolaylıkla hazmolunmaktadıriar.

Pancar çiftçisine, Şeker Fabrikalarına teslim ettikleri pancarın % 40’ı kadar yaş küspe bedelsiz olarak, melas ise pek cüz’î bir bedel ile verilmektedir.

Bilindiği üzere yaş küspe en iyi şekilde muhafaza edildi­ğinde dahi besin değerinin üçte biri kayıp olmaktadır. Mela­stın temini ve hayvanlara yedirilmesi henüz gerekli rağbeti görmemiş durumdadır.

Cılız hayvanlarımızın beslenmesinde halen köylülerimiz tarafından kapışılacak kadar büyük bir değer kazanmış olan pancar yaş küspesinin yanında günden güne melas da yer al­maktadır. Yakın bir gelecekte ise melâslı kuru küspe çiftçileri­miz arasında rağbet ve itibar kazanacaktır. Şeker Şirketi de­neme mahiyetinde de olsa halen melâslı kuru küspe imâli ve sarfiyatı konusu üzerinde önemle durmaktadır. Ileriki yıllarda Şeker Fabrikalarımızın her birine kurutma tesisleri yapılması ve küspenin melâslanarak kurutulması, küspe ile melasın, bu iki kıymetli yemin ziyan edilmesini önlemiş olacaktır. Böylelik­le köylerinin fabrika merkezlerine veya kantarlara uzak olu­şundan ötürü pancar küspesi alamayan çiftçilerimizin de küs­peden ve melastan faydalanmaları sağlanmış olacaktır.

Tahmin olunacağı üzere melâslı kuru küspe, küspe ile me­lasın birlikte taşınması, uzun müddet bozulmadan muhafazası ve hayvanlara yedirilmesi imkânlarım kazandırmaktadır.

Bugün için memleketimizde sadece Erzurum Şeker Fabri­kasında küspe kurutma tesisi vardır ve çalışmaktadır.

Bu küçük kitabı melas, küspe ve besicilik konularında esaslı ve pratik bilgiler verebilmek amaciyle kaleme almış bu­lunuyoruz. Okuyanların az dahi olsa faydalanacaklarım um­maktayız.

Nâçiz eserimize kendi yayınları arasında yer vermek lûtfunu esirgememiş olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Mü­dürlüğüne şükranlarımızı sunarız.

Saygılarımızla


Ankara, Ocak 1969

MELAS

MELAS NEDİR?

Şekerin fabrikasyonunda, kristâl şeker elde edilmesi için muhtelif pişirim ve temizleme işlemleri sonunda (son şeker lâpasının santrifüjlenmesi sonunda) içinde % 50 kadar şeker bulunan koyu kahverengi (pekmez kıvamında) ve çok lûzuci (yapışkan) bir şurup (fabrikasyon artığı) kalır ki, bu yan ürü­ne şeker teknolojisi dilinde melâs adı verilmektedir. İşletme hesaplarına göre, pancara nazaran takriben % 3,8 – 4,0 kadar melâs elde edilmektedir. Bir başka deyimle, 100 kg. pancardan

14 -16 kg. şeker üretimi yerine bunun takriben % 11 * 13 kadarı elde edilemeyip melâs ta kalmaktadır. Melasta kalan bu şekerin bir kısmı serbest ve bir kısmı da su ve organik potas tuzları ile birleşikler halinde bağlıdır. Genel olarak melasın % 75 – 86 sı kuru madde ve % 14 – 25 i su’dur.

Yapılan analiz sonuçlarına göre melâsın terkibinde tak­riben :

% 50 kadar sakaroz,

% 30 kadar gayri şekerler (azotlu maddeler ve kül),

% 20 kadar su vardır. Gayri şekerler de :

Ham protein takriben % 11,0, diğer organik maddeler % 10,8 ve kül % 8,2 olarak tesbdt olunmuştur. Ham proteinin takriben üçte biri ve organik maddelerin de % 901 hazmolunabilmektedirler.

Pancar şekeri ile kamış şekeri rafinasyonundan elde olu­nan melâsların bileşimi birbirinden farklıdır. Kamış melâsında ayrıca invert şeker de bulunmakta ise de, bu melasın azotlu maddeler miktarı pancarınkinden daha azdır. Pancar melâsındaki protein miktarı % 6 -13 oranındadır. Bu yüzden pancar melası karamela kokusunu ve lezzetini vermektedir ki, bu hâl bünyesindeki proteinden üeri gelmektedir.

Şeker Fabrikalarımızdan elde olunan melâsların analizi sonucunda aşağıdaki miktarlar tesbit olunmuştur :

Kuru Madde % 81,4 – 87,2
Sakaroz %   48,4 – 52,5
İnvert Şeker % 0,26 – – 0,52
Rafinoz % 0,00 – – 0,80
Azotlu Maddeler % 1,00 – – 2,40
Özgül Ağırlık   1,431 – – 1,439

Pancar ve kamış melâslarının bir başka yönlü analizleri de aşağıda verilmiştir :

  Yekûn Şekerler % Protein % Brix Derecesi % Özgül Ağırlığı Kg.
Şeker Pancarı Melası 48,52 6-13 80,0 – 85,0 1,400 -1,449
Şeker Kamışı Melası 48,56 1- 3 79,5 – 86,0 1,400 -1,449

MELÂSDAKİ ŞEKERDEN FAYDALANMA :

Melâsdaki şeker muhtelif çöktürme metodları ile melâstan alınabilmekte ise de bu işlem, ekonomik olmamaktadır. Melâs­tan şeker elde edilmesinde : melâstaki şekerin toprak alkali­leri ile – muayyen şartlar altında – suda güç çözünen sakaratlar teşkili metodundan yararlanılmaktadır. Sakarat fabrikala­rında her 100 kg. melâstan 42 – 45 kg. şeker üretilebilmektedir.

Melâs ispirto ve maya üretiminde de kullanılmaktadır. 1 kg. ispirto üretimi için takriben 3,5 kg. melâs harcanmakta­dır. Melâsın tahammürü yolu ile üretilen ispirto, içki veya di- ger sanayi kollarında sarfedilmektedir. Melâstan yine ihtimar yolu ile aseton, butanol, limon asidi, süt asidi ve gliserin de el­de olunmaktadır.

Melâs, sade şekilde veya kombine yemlerin içine karıştı­rılmış olarak hayvanlara yedirilmektedir. Yem olarak yediri­len melâstaki kuru maddenin % 60 mı teşkil eden sakarozun hepsi ve amino asitlerin bir kısmı hayvanlar tarafından hazım suretiyle benimsenmektedir. Melâs suda kolayca eriyebilen ve besince zengin olan faydalı bir hayvan yemi olmaktadır. Şu da var ki : Melâsın fazla yedirilmesi halinde hayvanlarda hazım keyfiyeti bozulabilir ve bu yüzden hayvanlar hastalanabilirler.


MELASIN YEM DEĞERİ :
Pancar ve kamış melâslarının yem değeri aşağıda veril­miştir :

Yapılan denemeler ve hesaplardan alınan sonuçlara göre 100 kg. melâs :

66 kg. Arpanın veya,

80 kg. Yulafın veya,

130 kg. Çayır otunun yaptığı besleme işini görmektedir.

İnsan gıdası olarak pancardan üretilen ve sıvı şekilde iken kristal hale getirilen şekerin içerisinde vitaminler ve mineral maddeler hemen hemen hiç yoktur denebilir. Çünkü, pancar veya kamış Usaresindeki vitamin ve minerallerin çoğu melâsa geçmiş durumdadırlar.

MELASIN HAYVANLARA YEDİRİLMESİ :

Pancar ve kamış melasındaki sindirilebilir azot ile amino asitler bu besini değerlendirdiklerinden melâs hayvanlar için çok faydalı olmaktadır.

Melasta potasyum, natriyum ve kalsiyum tuzlan da var­dır. Aynca, eser miktarında bulunan kobalt, hayvanların bazı hastalıklara karşı mukavim olmalarını sağlamaktadır. Ancak, hayvanlara yedirilecek melâs miktarının ölçüsünü kaçırmamak da lâzımdır.

Melâsın ağdalanmış durumu ile hayvanlara yedirilmesi ol­dukça güçtür. Bu sebeple melâsı ya kaba veya kesif yemlere karıştırarak vermeli, ya da sadece melâs olarak yedirmelidir. Her iki durum için de bir kısım melâs için dört kısım su he­sabı ile melâsı ılık suda erittikten sonra hayvanlara yedirme­lidir. Melâsın böylece verilmesi halinde çiğnenme ve hazım külfeti ortadan kalkmaktadır.

Yukarıda da belirtildiği üzere, melâs hayvanlara ya sade­ce melâs olarak yedirilir veya diğer yemlere karıştırılarak ve­rilir. Melâsın sindirimi kolay olduğu için öteki yemlerin haz­mına yardımcı olduğu gibi yem paçalına lezzet de kazandırır. Bir başka şekil olarak melâs, yem fabrikalarında pancar küs­pesi veya sair yemlerle karıştırılıp kurutularak kombine yem

yapıldıktan sonra hayvanlara yedirilir. Melas karıştırılarak hazırlanan kombine yemin nem oranı % 14 den fazla olursa, böyle yemler muhafaza esnasında kolayca bozulurlar.

En iyi şekil olarak melası kuru pancar küspesi, kuru yon­ca samanı, kıyılmış kuru yonca otu, hububat samanı, fasulya samanı, mısır koçanı kırması gibi kaba yemlere veya kepek, yulaf, arpa, fiğ ve burçak gibi kesif tane yemlerin kırılmışı ile iyice karıştırdıktan sonra yedirmelidir.

MELÂSLI YEM PAÇALININ HAZIRLANMASI :

Çiftçiler tarafından köylerde veya çiftliklerde melas ka­rıştırılmak suretiyle yem paçalı hazırlanır iken aşağıdaki hu­suslara dikkat etmek gereklidir :

a — İçine melâs karıştırılacak olan yemler temiz ve düz­gün bir zemin üzerine yayılırlar.

b — Yeme katılacak melâs ölçüldükten sonra 4 misli ılık suda iyice karıştırılmak suretiyle eritilir.

c — Eritilen melâs, karıştırılacak yemin üzerine yekne­sak bir şekilde serpilir ve yem – melâs paçalı iyice karıştırılır.

d — Melâs karıştırılarak yapılan yem paçalları günlük ihtiyaç kadar hazırlanmalıdırlar.

e — Hazırlanan yemler uzun müddetle bekletilmemelidir. Bekletilen yemler bilhassa yaz günlerinde kısa zamanda kolay­ca ekşiyerek bozulurlar.

f — Melâs yemlemesinde azdan başlayarak ve tedricî su­rette miktarını arttırmak suretiyle, bir hafta sonra normal miktara ulaşılmalıdır.

HAYVANLARA VERİLECEK GÜNLÜK MELÂS MİK­TARLARI :

Normal melâs (su katılmamış) olarak hayvanlara verile­cek günlük melâs miktarları aşağıya çıkarılmıştır. Bu miktar­lar 450 kg. canlı ağırlığa göre hesaplanmıştır.

YEM FABRİKALARI NİÇİN MELAS KULLANIRLAR?

Dünya milletleri, çiftlik ve kümes hayvanlarının beslenme­sinden faydalı ve kârlı sonuçlar alabilmek için kesif ve kaba yemlerle beraber melâsı da hayvanlarına yedirmektedirler.

Melâs, Yem Fabrikalarmda aşağıda açıklanan dört önemli işi gördüğü için kullanılmaktadır. Kombine yeme katılan me­lâs :

  1. — Yemin lezzetini arttırmaktadır.
  2. — Yeme, çabucak hazmolabilen karbonhidrat kazandır­maktadır.
  3. — Yemlerdeki tozu bertaraf etmektedir.
  4. — Pelet (Topak yem) yapılır iken yemleri birbirine ya­pıştırmağa yaramaktadır.

HAYVAN BESİCİLERİ HAYVANLARINA NlÇlN ME­LAS YEDİRİRLER?

Hayvan besicileri aşağıda sayılan gerçek faydalar yüzün­den melâsı yem olarak kullanmaktadırlar. Çünkü melâs :

a — Yemi daha lezzetli bir hale koyduğundan hayvanlar verilen yemleri seve seve yerler ve tamamen tüketirler.

b — Melas, besin kalitesi düşük olan saman, kuru ot ve mısır koçanı kırması gibi kaba yemlerin besin değerini yük­seltir.

c — Melâs, hayvanların sağlığı için çok önemli olan su­yu bol miktarda içmelerini sağlar. Amerika Birleşik Devletlerinin Maryland Deneme İstas­yonunda yapüan testler göstermiştir ki : kuru ota katılan me­lâs, yemin hazım kabiliyetini % 24 ; kuru ot ve tane yem pa­çalına katılan melâs ise yemin hazım kabüiyetini % 14 ora­lımda çoğaltmıştır. Demek oluyor ki, medâs lezzetliliği, hay­vanlara enerji sağlaması ve diğer özellikleri bakımından fev­kalâde bir hayvan besleme yemi olmaktadır.

MELASIN DAĞITIMI VE SATIŞI :

Melâs, gelişen dağıtım ve ulaştırma sistemleri ile fabrika merkezlerinde, şehirlerde ve köylerde hayvanlara yedirilmek için çiftçinin emrine hazır duruma getirilmeğe çalışılmaktadır. Bu konuda memleketimizde Şeker Şirketi Bölge Teşkilâtlan ile Mahallî Pancar Kooperatifleri çiftçiye hizmet etmektedirler. Bidon veya tankerlerle köylere götürülen melâsın ucuz fiyatla çiftçiye dağıtımı ve köylerde depolanmasına ait uygulamalar­dan her geçen yıl daha olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Şeker Şirketince melâs, fabrika teslimi olarak sanayicile­re 15-20 Kr./Kg. dan ve çiftçilere 2-5-10 Kr./Kg. dan sa­tılmaktadır.

MELASIN DEPOLANMASI VE MELAS DEPOLARI:

Melâs içersinde % 50 civarında şeker bulunduğu için uygun şartlar altında uzun müddet depo edilebilmektedir. Melâsın emin bir şekilde depolanabilmesi için, su geçmez tank ve­ya depolara konulması şarttır. Bir küçük delik bulup nisbeten az miktardaki suyun melâs deposuna sızması dahi melasın fer­mantasyon yolu ile (Bakteri denilen küçük canlılar = Mik­roorganizmalar yardımı ile tahammür ederek) bozulmasına se­bep olabilir.

Melâs, Avrupa ve Amerika memleketlerinde betondan ya­pılan depolarda veya bildiğimiz çelik saç tanklarda muhafaza edilmektedir. Bu iş için genellikle çelik depolar tercih olun­maktadır. (Resim : 1)

Beton depolar yekpare taş ve çimento harcı kullanılarak yapılırlar. (Resim : 2) Asitler kireci tahrip ettiğinden melâs de­polarının yapımında saf çimento harcı kullanılmalıdır. Devamlı yağışa veya sair harici tesirlere karşı koyabilmesi için beton depolar alttan ve yanlardan kuvvetli demir çubuklarla bağlan­tılı olarak yapılmalıdır. Deponun içerisindeki yarıklar plâstik­le veya buna benzer (epoxy) bir tabaka ile kaplanmalıdır. De­ponun alt tarafı bir küçük çukura doğru meyilli olmalı ve o çukura bir tulumba (verimli dişli tertibatlı pompa) yerleştiril­melidir. Beton depoların toz, kir ve kumdan muhafazası için üzerleri iyice örtülmelidir.

Çelik tanklar kaynaklı konstrüksiyonla yapılır. (Resim : 3) Deponun temizlenebilmesi veya içerisinde ne miktarda melâs kaldığının kontrol edilebilmesi için üzerinde insan girecek ka­dar büyücek bir pencere bulundurulmalıdır. Madenî tanklar bodrumlara, yer altma veya toprak üstüne yerleştirilebilirler. Şayet tank, toprak üstünde yerleştirilir ise melasın soğuktan muhafazası için muayyen bir ısı temini gereklidir. Keza, özel bir havalandırma tertibatı da bulundurulmalıdır. Havalandır­ma, melasın bozulmasını önlemek için çok önemli ve lüzum­ludur.

POMPALAR VE ISI FAKTÖRÜ:

Yapışkanlığının fazla oluşu sebebiyle melâs pompajı için verimli dişli tertibatlı pompa tipleri tavsiye olunmaktadır. Bu pompalar su pompalarının yansı kadar bir hızla çalıştırılmalıdırlar. Emmenin mümkün olduğu kadar açık olması lâzımdır ki, pompa daima kâfi miktarda melâs verebilsin. Pompalarda karıştırıcıdan yöne olan kısımda iki inçlik, çıkış kısmındaki ise dört inçlik boru kullanılmalıdır. Melâs boruları lüzumsuz dir­sek ve kıvrımlardan kaçınılmak suretiyle, imkân nisbetinde direkt olarak uzatılmalıdır.

Melâsın ısı ile olan ilişkisi aşağıda kısaca gözden geçiril­miştir :

Melâs, 29 – 38 °C derecede akıcı bir hale gelir ve diğer be­sin maddeleri ile güzelce karışabilir. Melâsı bu ısı derecesinde tutmak için ısıtmak gereklidir. Ancak, melâsın ısıtılması büyük bdr dikkat istemektedir.

Yapılan denemelere göre çok yapışkan oluşu sebebiyle me­lâs viskozimetre’den :

20 °C’de 167 Saniyede,
30 » 56 »
45 » 15 *
70 » 4 » ,

boşalabilmektedir.

Melâsın buhar verilerek ısıtılmasında aşırı ısı, şekeri tah­rip edebileceğinden aslâ yüksek basınçlı buhar kullanılmama­lıdır. Buhar basıncının sınırı 250 derece veya daha az olma­lıdır.

Melâsı ısıtmak için sıcak su kullanılması en emniyetli bir yoldur. Helezonik yüzeyler buharla ısıtılmaktan ziyade sıcak suya ihtiyaç gösterirler.

Melası ısıtma için kullanılan diğer bir metod da melasa temas eden borulara kablo sarmak ve bunlara elektrik akımı vermektir. Kablonun yüksek ısıdan muhafazası için termostat kontrolü bulunmalıdır. Çok pahalı olmasına mukabil bu türlü ısıtma şekli küçük hacimli depolar için en uygun olanıdır.

YEM FABRİKALARINDA MELASIN YEMLERE KA­RIŞTIRILMASI :

Yem paçalına giren yemlerin iriliği, rutubet yüzdesi ve ısı dereceleri melasın yemler tarafından emilişine tesir ederler, îri, ıslak ve soğuk olan yemler melası az ve geç emerler. Arttırılan yem karıştırma müddeti bu probleme yardım ederse de birleşimin ısısının dikkatli bir şekilde yeterli tutulması en emin bir yoldur. Demek oluyor ki, fabrikalarda melâslı yem imâl olunur iken melâsın ısısı ile diğer yemlerin ısısı yeterli olmalı ve öteki yemler fazla ıslak olmamalıdır. Melasın emilişinde ka­rıştırma müddeti de mühim olup bu, tecrübe ile ayarlanabilir. Melasın kolay karışımını temin için yemlere katılmadan ön­ce 29-38 °C ye ısıtılması çok yerinde olur. Buna ilâveten, kombine yemde kullanılan bileşimlerin emme nisbeti, soğuk ol­dukları zaman göze çarpar şekilde azalır. Soğuk yemlere veri­len sıcak melâs, nüfûz etmiş kısımlardan ziyade dış satıhlarda, donmaya daha mütemayildir. Sonuç olarak : Fabrikasyonla

kombine yem imâlinde soğuk melas kullanılmamalı ve yemler iyice öğütülmüş, kuru ve ılık olmalıdırlar. Bileşimlerin doku yapılışı da melasın emilişine etkili olmaktadır. Melasın serbest­çe içe doğru akışı için gevşek dokular daha uygundur. Kombi­ne yeme dozajından fazla melâs katılması halinde yem, kendi­ni koyuvererek açılır.

Konu ile ilgili olması bakımından yemlerin oda ısısında emebildikleri melâs yüzdeleri aşağıda verilmiştir :

YEMLERİ DEVAMLI KARIŞTIRMA İŞLEMİ :

Bir geniş tekne ile onun içerisinde dönen bir spiral’den ibaret olan bir aparat içerisinde yemler karıştırılırlar. Kum yemlerle melas bu aparatta birbirine iyice karıştırılmalıdırlar. Karışım için, melas ve yem miktarları önceden tartılmak sure­tiyle hesaplı kullanılmalıdır.

Yemleri karıştırmak için betoniyer biçimindeki karıştırı­cılar da kullanılmaktadır.

MELASIN HAYVANLARA SADE MELAS OLARAK YE­DİRİLMESİ :

Birçok besiciler hayvanlarına kendi kendine yeme metodu ile melâs yedirmektedirler. Açık bir tekneye konulan melasın üzerinde aralıklı yapılışta ve sal gibi yüzen ensiz bir tahta bu­lundurulur. Hayvanlar melâsı tahtadaki aralık yerden yalar­lar. Bu hâl melasın dökülüp saçılarak ziyan olmasını önler.

Başka bir metod da, alt tarafı delik olan bir silindiri yassı bir kap içinde tersine çevirmektir. Açık delikten akan melâs, (Tavuk suluklarında olduğu gibi) tüketilen miktarın yerini alır.

Bir diğer metod ise : Bir tekne içerisine yerleştirilen ve

bir mil ile döndürülen yatay durumdaki metal bir silindirin dönmesi ve dönerken melâsa bulaşan bu silindiri hayvanların yalaması şeklinde olan yedirmedir.

YEŞİL YEM SÎLÂJINA MELAS KATILMASI :

Melâs, yeşil ot ve bakliyat silâjının muhafazasını ve olu­şumunu sağlar. Yeşil yem silâjına melâs katılması, silâjın lez­zetini ve besin değerini arttırır. Silâj yapmak için ot ve bakli­yeleri yarı çiçek açmış durumlarında iken biçmelidir. Bu dev­redeki otlarda protein, vitamin ve mineraller çok yüksek sevi­yede olmakla beraber genç bitkilerde siloda kolay oluşuma yeterli rutubet yoktur. Bitkilerdeki nem o devrede ağırlığın % 65 – 75 i arasındadır. Bu dönemde kesilen otlar mümkün olan süratle ve bekletilmeden derhal siloya alınmalıdır. Silâj her tarafa eşit şekilde yayılıp dağıtıldıktan sonra hava boşlukları bırakılmam asma dikkat etmeli ve çürümeyi önlemek için iyice sıkıştırılmalıdır.

Melâstaki şekerler, silâjm iyi bir şekilde muhafazası ve olgunlaşması için lüzumlu olan bakterilere ideâl bir vasat olur. Böylelikle, yararlı organizma tarafından lâktik asit ve asetik asit (Konserve edici maddeler) fermantasyonu vukubulur.

Sıvı melâs, silâjın yem değerini arttırdığı gibi kısmen silâj- daki üsareyi de emer, öyle ki, normâl kullanışta silâjm nem muhtevasını % 2-3 kadar azaltabilir.


Silâj yapımında kullanılan melâs miktarları :

SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİ

Melas, süt inekleri için çok faydalı olup, inekler melâsı se­verek iştahlı bir şekilde yerler. Medâs, yüksek enerji vermesi üe sürünün sağlığım korur ve bu hâl süt veriminin çoğalma­sına yarar. Şöyle ki, ineklerde su içilmesini artırması yolu ile süt verimini çoğaltır. Mineral maddeler bakımından zengindir. Kullanılan kaba yemlerin lezzetini arttırır. Kuru yemler için rutubet verdiği gibi yapıştırıcı olarak da iş görür. Melas süt ineklerine, verilen yekûn rasyonun % 5 – 20 si seviyesinde ye­dirilebilir. Yetişkin ineklerin beher başına 600 -1000 gr. melâs Verilebilir. Melâs, gebeliği ilerlemiş hayvanlara verilmemelidir.

BESİ SIĞIRLARININ BESLENMESİ :

Bu gün artık sür’atli, emniyetli ve ekonomik bir şekilde besicilik yapmak zorunluğu vardır. Melâs, danalara yedirilen mısır kırması, ot ve saman gibi düşük kaliteli kaba yemlere ilâve suretiyle onları lezzetli ve kolay hazmedilebilir şekle so­kar. Böylece yemin değeri de artar. Melâslı yem yiyen besi hayvanları sıhhatli olurlar ve çabuk semirirler. Besi sığırla­rına rasyonun % 20 si kadar veya hayvan başma gençlere 500 – 900 gr., yaşlılara 1100 -1700 gr. melâs yedirilebilir.

Melâs beslemesi hayvanların tüylerini parlaklaştırdığı gibi baharda muntazaman ve sür’atli bir şekilde tüy değiştirmeleri­ni de sağlar.

Melâs besi padoklannda kombine ticarî yemlerin içerisinde olarak ; veya biçilmiş tarla ve çayır anızlarına sade melâs şek­linde saçılmak suretiyle veya silâja katılmak yolu ile hayvan­lara yedirilmektedir.

KOYUNLARIN BESLENMESİ :

Melâs koyunlara, besi sığırlarında sayılan faydalan sağ­lar. Düşük kaliteli kaba yemlerin hazmında yardımcı olması için koyunlara melâs yedirilir. Dengeli bir rasyonun ihtiva ettiği melas koyun ve kuzuların sıhhatine yararlı olduğundan ölüm nisbetini azaltır ve hayvanlardan daha çok yapağı elde edilmesini sağlar.

Kuzulara melas yedirilmesine, rasyonun % 5i kadar bir miktar ile başlanmalı ve bu miktan tedricen arttırmalıdır. Ye­tişkin hayvanların rasyonundaki melas miktan % 10 a kadar çıkanlabüir. Koyun ve kuzulara günde (yaşa göre) 150 – 250 gr. melas verilebilir. Kuzulan felç hastalığından korumak için on­lara kuru yonca kıyması ve melâs karışımı yedirilmelidir.

DOMUZLARIN BESLENMESİ:

Beher domuza dane yem yerine günde 250 ilâ 500 gr. ola­rak verilen melâs domuzlarda daha hızlı bir gelişme sağlar. Melâs, yeme lezzet verdiği gibi karbonhidrat, mineral madde­ler ve vitaminler bakımından da ona katkıda bulunur. Yavru domuzlar geviş getirmeyi arzuladıklarından % 7,5 oranında melâs ihtiva eden pelet yemler domuzlan memeden daha er­ken kesmek için başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Melâs domuzların iştahını kamçıladığından daha çok dane yem yenil­mesini ve daha çok su içilmesini sağlar ki, bu da gelişmeyi hızlandırıp arttırır.

BEYGİRLERİN BESLENMESİ :

Bilindiği üzere beygirlerde sık sık kolik (hazım cihazı san­cısı) görülmektedir. Melasın bünyesindeki tuzlar (% 8-11 ora­nındadır) yüzünden melâslı yemler hayvanlara hafif müshil etkisi yapmaktadır. Melâs bu yumuşaklık verici etkisi ile bey­girleri kolikten korur. Bu sebeple hayvanların yemlerine mun­tazaman melâs ilâve edilmelidir. Günde hayvan başına 0,5 Kg. ile başlıyarak bu miktan tedricen arttırmalıdır. Her bir beygi­re 1 kg. kadar melâs yedirilebilir.

TAVUKLARIN BESLENMESİ :

Tavuk yemlerinde çok miktarda melas kullanılır. Tavuk lâpalarma % 2,5 miktarında melas katılmaktadır. Melas yu­murta veriminin artmasına yardım ettiği gibi, tavuğun derisi­ne ve etine sarı bir renk de kazandırır.

HİNDİLERİN BESLENMESİ :

Melas, hindilere de faydalıdır. Tavuk besisinde belirtilen faydalan hindilere de sağlar. Hindi yetiştiricileri için en göz­de yem, yonca unu ve melâs karışımı olmaktadır. Melâs hindi­lere açık bir teneke içerisinde yalnız olarak da yedirilebilir. Bu türlü yediriş öteki yemlerin ve suyun tüketimini arttırmak­tadır. Bu da hindilerin çabuk semirmesine yaramaktadır. Hindiler için hazırlanan yem rasyonlarma % 10 -12,5 oranın­da melâs katılabilir. (Resim : 4)

KÜSPE

ŞEKER PANCARI KÜSPESİ :

Şeker pancan kıyımlarından difüzyon yolu ile şeker alın­dıktan sonra geriye kalan posaya küspe denilir. Pancar küspe­si karbonhidratça zengin, hazmı kolay ve lezzetli bir yemdir. Hayvanların severek ve iştahla yedikleri bu yeme içerisindeki proteinin azlığından ötürü nişastalı bir besin maddesidir diyen­ler de vardır. Bu sebeple küspeyi bakliye otu veya yonca sa­manı, soya unu, pamuk tohumu küspesi unu, keten tohumu küspesi unu veya ayçiçeği küspesi unu ile beraber vermek çok isabetli olmaktadır.

Difüzörden çıkan küspe % 6 -10 kuru madde ihtiva et­mektedir. Bu sulu küspe preslerde % 12-15 kuru maddeli oluncaya kadar sıkıldıktan sonra çiftçilere verilir. Pancar eki­mlerine memleketimizde bedelsiz olarak verilen yaş küspenin miktarı, fabrikaya teslim ettikleri pancarm % 401 kadardır. Sağım esnasında yedirilmemek şartı ile (kokusu süte geçti­ğinden) yaş küspe bol süt veren bir yemdir. Fabrikaya yakın olan yerlerde kampanya zamanlarında taze küspenin hayvan­lara yedirilmesi mal sahipleri için çok kazançlı olmaktadır. Yaş küspe uzun zaman bekletildiğinde bozulmakta ve yem de­ğerini kaybetmektedir. Bu sebeple yaş küspe, silolanmak, ku­rutulmak veya içerisine melas katılarak kurutulmak suretiyle muhafaza olunmakta ve hayvanlara yedirilmektedir.

Genel kaide olarak : Preslerde bir defa sıkılmış olanın­dan 9-10 kg., iki defa sıkılmış olanından 7-8 kg. yaş küspe; 1 kg. kuru küspeye eşit savılmaktadır. Kuru küspenin analizi sonuçları şöyledir :

Pancar küspesinin bazı yemlerin besin değerleri ile muka­yesesi aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir :

Yemin Cinsi Kuru Madde % Hazmolabilir Lif % Nişasta değeri Hazmolabilir ham protein %
Yaş küspe 18,0 3,4 14,0 1,2
Normal kuru küspe 90,0 13,5 60,0 5,3
Melâslı kuru küspe 90,0 13,5 58,3 6,3
Arpa 85,0 2,5 71,0 6,8
Yulaf 87,0 2,6 59,6 8,0
Şeker pancan başları Şeker pancan 16,2 1,1 8,6 1,4
başlanma silâjı 20,0 2,2 8,3 1,3
Hayvan pancan 12,0 0,3 6,2 0,7

Bir başka analize göre :

1 000 Kısım Yem le Bulunanlar

  Kuru madde Ham kül Organik maddeler Ham protein H am- yagr Ham selltUoz Azotsuz efcstrakt maddeler
Yaş küspe (Taze) 90 5 85 8 1 19 57
Yaş küspe (Sıkılmış) 150 7 143 13 1 30 99
Yaş küspe (Taze sdlolanmış) 127 8 119 13 1 27 78
Kuru küspe 903 52 851 85 7 169 590
Melâslı kuru .küspe 895 63 832 92 5 131 604

Hazım Kabiliyeti %

Azotsuz

    Ham Ham. ekstrakt Kıymet
  Protein y ag sellüloz maddeler ems&ll
Yaş küspe (Taze) 67 41 74 85 76
Yaş küspe (Sıkılmış) 61 26 74 85 76
Yaş küspe (Taze silolanmış) 71 55 83 74
Kuru küspe 54 73 85 76
Melâslı kuru küspe 59 69 89 77

1 kg. melâslı kuru küspenin besin değeri 1 kg. yulafın, 900 gr. arpanın veya 8 kg. hayvan pancarın m besin değerine eşittir. Kuru küspe hayvanlara kuru veya birkaç misli su üe ıslatılıp kabartılmış olarak yedirilebilir. Fazla sulu olmamak şartı ile ıslatılmış olanı hayvanlar tarafmdan daha iyi değer­lendirilmektedir. Kuru olarak yedirilmesi halinde hayvanların yakınında bolca içme suyu bulundurulmalı ve küspe hayvanla­ra azar azar verilmelidir.

ŞEKER PANCARI KÜSPESİNİN KURUTULMASI :

İleri memleketlerde küspe, pancar çiftçisine yaş veya ku­rutulmuş olarak verilmektedir. Yaş küspenin presten çıkmış hâli ile nakli ve uzun müddetle muhafazası çok müşküldür. Bu sebeple, yaş küspe zayiat verdiğinden ve doiayısiyle paha­lıya mâlolduğundan uzun müddetle muhafaza olunmak, kolay­ca taşınmak ve hayvanlara rahatlıkla yedirilmek için kurutul­maktadır.

Bilhassa mütemadi difüzör tipi kullanan fabrikalarda nis- beten fazla şekerli küspe elde olduğundan küspenin kurutul­ması lâzımdır.

İçerisine melâs karıştırıldıktan sonra kurutulan pancar küspesi besi sığırları, süt inekleri, buzağılar, koyunlar ve kuzular için besleyici ve ekonomik olan bir yemdir. Bu yeme % 30-35 oranında melas karıştırıldıktan sonra bekletilmeden derhal kurutulmalıdır. İçerisinde % 10’dan az su kalacak şe­kilde ve % 90 kuru maddeli hale gelinceye kadar kurutulan küspe uzun zaman için bozulmadan kalabilir ve asla ferman­tasyona maruz kalmaz. İçerisinde çeşitli besin maddelerinin bulunuşu ve hazmının kolay oluşu sebebi ile bu yem dış ülke­ler halkının her zaman aradığı bir yem olmuştur. Melâslı kuru pancar küspesinin değeri Ziraat Fakülteleri, Deneme İstasyon­ları ve meraklı yetiştiriciler tarafından denendikten sonra öğ­renilmiştir. Küspenin üstünlüğü, terkibinde bol miktarda kar­bonhidrat ve yüksek oranda hazmolabilir lif bulunmasından ileri gelmektedir. Küspeye arpa veya yulaf kırması, kuru yon­ca samanı veya diğer kesif yemler karıştırıldığında yemin be­sin değeri daha da artmaktadır. Bu yemi çok değerli hale ge­tirmek için Amerika’da kurutulan küspeye sıvı protein özü (Üre v.b.), soya özü, dikalsdyumfosfat, kalsiyummağnezit, A ve D vitaminleri de ilâve olunmaktadır. Böylece iyice zen­ginleşen kuru küspe hayvanlar için tam bir besin maddesi ol­maktadır.

Küspeyi kurutmak için yakıt olarak linyit, maden kömü­rü, tabiî gaz (yer gazı) veya fuel – oil (ham yağ) kullanılmak­tadır. Kömürle çalışan küspe kurutma tesislerinin ekserisi dö­ner ızgaralıdır. Küspeyi, kazan dairesinden gelen gazlarla ku­rutmak mümkünse de artık ısının değerlendirilmesi maksadı üe ekonomayzer kullanılması daha elverişlidir. Yeni tesislerde otomatik olarak işleyen su borulu kazanlar kullanılmaktadır. Yapılan hesaplara göre fuel – oil yakan tesisatm, kömür yakan tesisattan daha ucuz olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, ayarlama imkânı olduğundan bu nevi tesisat daha iyi sonuç vermektedir. Bundan başka, fuel – oil ile çalışan tesisat ku­rarken otomatik yakıcılar tercih olunmaktadır.

Bir ton kuru küspe imâli için 700 kg. kadar kömür sarfe- dilmektedir. Bu sebeple, kömürden tasarruf edebümek için küspeyi mümkün olduğu kadar fazla sıkmalıdır. Küspenin iyi­ce sıkılması imkânı, presin yapışma ve ayar sistemine bağlı­dır. Aynca, ince kıyımlı ve sıcak küspeler, kaim kıyımlı ve soğuk küspelere nazaran daha kolay sıkılırlar. Sıkılmış küspe miktarı, kuru madde miktan ile küspedeki şeker ve mark oranlarına da bağlıdır. Ortalama kıymetlere göre bir misâl olarak : % 11 kuru maddeli ve % 4 marklı sıkılmış küspenin pancara göre miktarı % 40 olur. Bu oran, küspedeki kuru madde miktarı çoğaldıkça azalmakta ve tersine, mark miktarı yükseldikçe artmaktadır.

Preslerde % 16-18 kuru maddeye kadar sıkılan küspe, kurutma fırınlarına sevkedilir. Melâslı kuru küspe elde edü- mek istenildiğinde küspe kurutulmadan evvel içerisine % 30 – 35 kadar melâs (Kuru küspeye göre) püskürtülerek iyice karış­tırılır ve bu karışım bekletilmeden kurutulur. Tam bir karı­şım elde olunması için melâs, takriben 80 °C ye kadar ısıtılma­lıdır. Melâs ile yaş küspenin birbirine iyice karışmış olması şarttır. Kurutma esnasmda melâstaki şeker kısmen karamel- leşmektedir. Aynca, sıcağa karşı çok hassas oluşundan ötürü küspedeki C vitaminin % 70 i tahrip olmaktadır.

Küspe kurutucularının yatay duruşlu döner silindir veya tepeden dökülüşlü kule tipleri vardır. (Resim : 5 ve 6)

Avrupa’da küspe kurutmak için boyu 18 m. ve çapı 3.1 m. olan ve seri bağlantılı 3 adet Buttner teknesi kullanılmak­tadır.

Silindir tipindeki kurutucularda, silindirin içerisindeki küspe uzun müddetle sıcak hava akımına maruz bırakılarak kurur. Uzunluğu 10 -12 m. ve çapı 2 – 2,5 m. olan silindirin bir ucundan küspe girer ve yavaş yavaş diğer ucuna hareket eder. Kurutma, küspe ile sıcak gazların aynı yönde paralel akımın­da yuku bulur. Silindirde küspe ile sıcak gazların temasını art­tırmak için silindirin içerisi haç şeklinde olan raf sıraları ile doludur. Böylece silindirin içi küspe ile dolmuş olur ve küspe bir raftan ötekine dökülür. Kurutma silindirini terkeden küs-

SİLİNDİRLİ küspe kurutucusu
Resini: 5 Silindirli küspe kurutucusu
Resim: 6 — Dikey duruşlu küspe kurutma tesisi

penin ısısı 70 – 80 °C civarındadır. Kurutmada 600 – 700 #C ci­varında ısı kullanılmakta ve küspe genellikle % 90.92 kuru maddeye kadar kurutulmaktadır. Kurutucular bir nevi tephir aparatıdır. Kurutucunun giriş ve çıkış sıcaklığı aynı olduğu takdirde ısı mübadelesi, tephir edilen suyun miktarı ile oran­tılıdır. Yaş küspenin kuru maddesi % 16, kuru küspenin kuru maddesi % 92 ise bu takdirde 1 kg. kuru küspe elde etmek için % 92/16 = 5,75 kg. yaş küspe kullanmak lâzımdır. Bu hesaba göre 1 kg. kuru küspe için 92 /16 -1 = 4,75 kg. su tephir et­mek gerekiyor demektir.

Bir başka misâl olarak : 1 kg. kuru küspe elde edilmesi için 5,230 kg. yaş küspe ile 0,520 kg. melâs (% 10 melâs ora­nına göre) harcanır.

Kuru küspe herhangi bir sebeple fazla şekerli ise, kurut­ma tesisatmdan çıkan küspenin ayrıca bir de soğutma ciha­zından geçirilmesi iyi olur. Küspe ne çok kavrulmuş ve ne de yaş kalmış olmamalı ve böyle küspeler ambarlara alınmamalı­dır. Normal kurutulmuş olan küspe % 10-12 su ihtiva etme­lidir. Uzun müddetle saklanacak olan küspenin su miktarı % 8 -10 olmalıdır. Şayet küspede kalan su % 14’den fazla ise ilkin ambarın duvar kısımlarından başlamak üzere küspe küf­lenip yanar ve yem değerini kaybeder. Bu bozulmayı bakteri­ler (mikroorganizmalar) küspeyi kızıştırmak ve besin madde­lerini parçalamak suretiyle yaparlar.

Küspe kurutulur iken kömür tozu üe kısmen de olsa ka­rışmamalıdır. Küspedeki kükürtlü hidrojen miktarı da hiçbir zaman % 3 miligramı geçmemelidir.

Kuru küspe 1-4 cm. boyunda ve 1 – 3 mm. çapındaki kü­çücük parçalardan ibarettir. Rengi kahvemsi koyugri olup kokusuzdur. Parmaklar arasmda sıkılınca kolayca ufalanabil- mektedir. 1 m3 kuru küspe 220 kg. kadar gelir. Az yer işgâl etmesi, nakliye ve muhafaza kolaylığı için küspeyi özel maki- nalarda briket (buz kalıbı gibi) haline de getirirler. Briket halindeki 1 m3 lük kuru küspenin ağırlığı takriben 500 kg. kadar gelmektedir. Bir de ikisinin ortası olan pelet (topak küspe) vardır. Avrupa çiftçüeri 1 m3 ü takriben 505 kg. gelen pelet halindeki kuru küspeyi tercih etmektedirler.

Kurutulan normal (dağınık = dökme) küspe 35 – 50 kg. lık kâğıt torbalara (iki katlı kraft kâğıdı) doldurulup amba­ra 50 torba yüksekliğine kadar istif edilir. Ambarların nem almayan yerlerinde küspe bozulma endişesi duyulmaksızm uzun zaman kalabilir. Hamam böceği, buğday biti ve fareler­den müteessir olmaz. Kuruluk muhafaza edildiği takdirde küs­pe ambarda bir kaç yıl kalabilir.

Briket halindeki küspe ambalâjsız kullanılabilirse de da­ğınık veya pelet halindeki küspeyi kâğıt, jüt, bez veya naylon torbalara koymak gerekmektedir. Daha kullanışlı olduğundan kâğıt torbalar beğenilmektedir.

PELET KÜSPE :

Avrupa’nın süt müstahsili olan çiftçileri son yıllarda pe­let şeklindeki melâslı kuru küspeyi tercih etmeğe başlamışlar­dır. Ambarlarda az yer işgâl etmesi, nakliye ve kullanılma ko­laylığı buna sebep teşkil etmektedir. Ayrıca, pelet küspenin kızışma neticesinde yanması ihtimali, dağınık küspeye nazaran daha azdır. Normâl (dökme) küspe pelet haline getirildiğinde hacim itibariyle 1/4 üne kadar küçülmektedir. % 10 -12 rutu­betli olan peletlerin uzunluğu 1,8 – 2 cm. ve çapı 0,8 -1 cm. dir. Pelet ; kurutulan küspenin basınç altmda delikli kalıplar­dan geçirilmesi suretiyle yapılmaktadır. (Resim : 7) Pelet imâlinde soğutma bunkerine (Depo) pek lüzum yoktur. Çünkü, küspe ılık olarak pelet presine gitmektedir. Tozlanma ihtimali olmayan pelet küspe 25-35 kg. lık kâğıt torbalarda kolayca muhafaza edilebilmektedir. Bu şekilde taşınması, depolanması ve muhafazası kolaylaşmaktadır. Pelet küspeyi diğer yemler­le karıştırmadan önce ezerek ufalamaJıdır. Pelet küspe kulla­nanlar rasyon için pelet şeklini daha elverişli bulmaktadırlar. Pelet küspeye % 3 oranında kalsiyummağnezıt katılır ise bu element ilkbaharda magnezyum noksanlığından ileri gelen ye­şil ot damla hastalığı ve yeşil ot tetanisine karşı hayvanları korumaktadır.

Dünyaca meşhur Alman Kahl Firmasının yaptığı pelet makinalarınm tipleri ve kapasiteleri bilgi için aşağıya çıkarıl­mıştır : (Resim : 8)

Pres. Tipi   Kuru Küspe
Kapasitesi Ton/Saat Enerji ihtiyacı HP
Herba — Z/400 2,0 35
» — Z/500 2,6 45
» — Z/600 5,0 80
» — Z/780 8,0 110
       

MELÂSLI KURU PANCAR KÜSPESİNİN ANALİZİ VE YEMLERİN BESİN DEĞERİ :

İçerisinde % 92 kuru madde bulunan melâslı kuru pan­car küspesinin bileşiminde :

% 10 Ham protein,

% 16,5 Ham lif,

% 8 Kül,

% 55 Azotsuz ekstrakt maddeler vardır.

Kuru küspedeki lifler tamamiyle şeker pancarma aittir. Bu lifler geviş getiren hayvanlar için yemlere büyük mikyas­ta hazım kabiüyeti kazandırmaktadırlar. Ancak, oldukça yük­sek miktarda lif ihtiva ettiği için geviş getirmeyen hayvanla-

Resim : 7 — (A) dağınık, (B) briket ve (C) pelet küspe
Resim: 8 — Pelet makinaları

rın rasyonuna pancar küspesi aşırı şekilde ilâve edilmemelidir. Mukayese olarak belirtelim ki : Pamuk tohumu (Çiğit) küspe­si liflerinin hazım kabiliyeti % 43 olduğu halde melâslı kuru pancar küspesindeki liflerin hazım kabiliyeti % 80 dir. Görül­düğü gibi bu üstünlük nerede ise çiğidinkinin iki misline yakla­şık bir durumdadır.

Nitekim, Amerika’nın California Üniversitesinde konu ile ilgili olarak yapüan araştırmalar sonucu edinilen kanaat da bu görüşü teyid etmektedir. Neşredilen bir bültende «Şeker pancan küspesi hacimli bir yemdir. Kaba yeme (balast’a) ben­zeyen fizikî özellikleri vardır. Şeker pancarı küspesindeki kuru madde besin değeri bakımından arpa ile mukayese edildiğinde, pancar liflerinin hazım kabiliyetinin daha yüksek olduğu gö­rülür. Pancar küspesi arpa ile birlikte mükemmel bir kombine yem teşkil ederler. Böyle bir karışım ile, sindirim bozukluğu tehlikesi olmaksızın daha emniyetli bir semirtme yapılabilir.» denilmektedir.

Melâslı kuru küspe hazım bozukluklarını da geniş bir şe­kilde azaltmaktadır. Yine bu konuyu eleştiren Amerikalı Uz­man Jacopsen’e göre de : «Melâslı kuru küspe geniş satıhlı ve hacmi büyük olan bir konsantre yemdir. Fazla satıhlı olan bir yem, hayvanların işkembesinde bulunan mikroorganizmaların daha iyi iş görmesini ve gevişten sonraki hazmın iyi olmasını sağlar. Fazla hacimli olması sebebi ile 1 kg. kuru küspe, 1 kg. arpadan daha fazla yer işgâl eder. Böylece rasyonu çok hafif tuttuğundan işkembenin faaliyetini de sıhhatli bir şekilde ge­liştirir. Buna mukabil yalnız küçük taneli ağır yemlerin de­vamlı olarak yedirilmesi hali müzmin hazım rahatsızlıklarına sebep olduğundan vahim durumlar yaratmaktadır.»

Emsâl olarak mısır ele alındığında yemlerin sağladığı net enerji yüzdeleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir :

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere melâslı kuru küspenin sağladığı enerji, kepek, yulaf ve arpanınkinden faz­ladır. Ayrıca, gene enerji esas alındığında melâslı kuru küs­penin net ağırlık değeri de öteki yemlerden yüksektir. Çünkü, hâlen piyasada mısır ve arpanın tonu 800, yulafın tonu 770, kepeğin tonu 500 ve melâslı kuru küspenin tonu 350 üradan satılmaktadırlar.

KURU PANCAR KÜSPESÎ İLE DİĞER YEMLERİN USAREYİ EMİME MUKAYESESİ :

Usareyi emme mukayesesi denemelerinin sonuçlarına göre:

a — Mısır Kırması üsareyi ehemmiyetsiz bir miktarda emmek suretiyle kabarır ve böylece sıkışık bir şekilde kalır.

b — Keten tohumu küspesi de su ilâvesinden sonra kıs­men kabararak mısır kırması gibi sıkışık bir şekilde kalır. Bu katılaşma yemin hazmına tesir ederek hayvanın et ve süt ka­pasitesini azaltır.

c — Kuru küspe ıslatıldığı zaman muazzam bir şekilde şişer. Bu şişme hayvanın midesinden rasyonu ayınr ve mide suyunun serbestçe devretmesini sağlar. Hayvanların sıhhati için lüzumlu olan bu yüksek absorbe kabiliyeti yemin tesirini ve dolayısiyle süt verimini arttırır. (Resim : 9)

MELÂSLI KURU KÜSPE İYİ BİR YEŞİL YEM SİLÂJI YAPIMINDA FAYDALI OLMAKTADIR :

Yeşil yem silâjmın oluşumunu sağlamak ve bilâhare de bozulmasını önlemek için tecrübeli sütçüler ve besiciler silâj yapımında melâslı kuru küspe kullanmaktadırlar. Yüksek emiş kabiliyeti ve şeker muhtevası bakımından melâslı kuru küspe ideal bir silâj koruyucusudur.

Silâj yapımında kullanılan melâslı kuru küspe aşağıdaki faydaları sağlamaktadır :

  1. — Kaliteli ve emniyetli bir silâj için gerekli olan kar­bonhidrat fermantasyonunu (tahammürünü) sağlar.
  2. — Güzel bir koku ve daha iyi bir çeşni kazandırmak suretiyle silâjm lezzetini arttırır.
  3. — Silâjm besin değerini çoğaltır.
  4. — Bitkilerden siloya süzülen üsareden kendi ağırlığı­nın iki misli kadar emiş yapmak suretiyle yemin taşıdığı iyi özellikleri korur. (Bilindiği üzere siloda toplanan yem suları protein, mineraller ve şeker ihtiva etmektedir.)
  5. — Yeşillikte pörsüme olmaksızın iyi bir silâj olmaları­nı mümkün kılar.

Küspe iyi bir süâj için lüzumlu olan ve anoxidatif olarak (havanın oksijeni ile temas etmeden) meydana gelen lâktik asidin teşekkül etmesine yardım eder.

Amerikalı Hayvan Besleme Uzmanlarından I. R. Jones’in noktaî nazarına göre : «Lezzetli ve iyi kalitede bir silâj için ot ile baklagiller kullanılmalı ve koruyucu olarak da melâslı kuru küspe ilâve olunmalıdır.»

Silâjın yapımı için, yeşil otlar biçilip toplandıktan sonra beher tonuna 75 kg. kadar meiâslı kuru küspe ilâve edilir. Küs¬pe, yeşilliğin üzerine yeknesak bir şekilde serpilmelidir. Yeşil otun durumuna göre silâja katılacak meiâslı kuru küspe miktarlan aşağıdaki tabloda verilmiştir :

  Kuru madde miktarı Silâjın beher tonuna katılacak melâslı kuru küspe miktarı
Otun durumu % Kg.
Çok körpe 20 50
Henüz çiçeklenmiş 25 100
Çiçekli 30 150

Sonuç olarak diyebiliriz ki : Meiâslı kuru küspe ve silâj, birbirini tamamlayan yemlerdir.

HAYVANLARI YEMLEME RASYONLARI (GÜNLÜK İSTİHKAK OLAN YEM PAÇALLARI) :

Tecrübeli besiciler tane (kesif) yemlerin ve kaba (balast) yemlerin maliyetlerini gözönünde bulundurmak suretiyle besi hayvanlan için dengeli bir besi rejimi tatbik ederler.

Yeşil ot ve bakliyat silâjma rağbet eden çiftçiler tarafın­dan hazırlanan yemleme rasyonlanndaki kuru küspenin mik- tan % 30 civarındadır. Bu miktar bazen % 50 yi de bulmak­tadır. Paçal yemin lezzeti ve hayvanların sıhhati düşünüldü­ğünde kuru küspenin kullanma oranı % 50 olabilmektedir. Meiâslı kuru küspenin pahalı olması halinde kullanılma yüzdesi de azalmaktadır.

Sığırlar için yararlı bir konsantre rasyon tatbiki istenil­diğinde yem paçallarına asgarî % 25-30 oranında meiâslı kuru küspe katılması daima iyi sonuçlar vermektedir. Yapılan denemelere göre, melâslı kuru küspe besi sığırlarına tane yem­lere göre % 15-25 arasmda fazla enerji sağlamak suretiyle % 50 kadar fazlı kârlı olmaktadır.

Sığırlar, besiye tedrici olarak alıştırmalıdırlar. Başka muhitlerden tedarik olunan sığırlara yeni yemlerine alışınca- ya kadar birdenbire kesif yem yerine birkaç gün için pancar küspesi sdlâjı ve kaba yem (balast) vermek lâzımdır. Danala­ra veya yaşma henüz basmamış olan zayıf buzağılara ilk 4-5 besleme günü için, yarısı melâslı kuru pancar ‘küspesi olmak üzere 200 – 350 gr. kesif yem karışımı verilmelidir. Daha yaşlı ve kilosu fazla olan sığırlarda bu miktar 350 – 450 gr. olabilir. Bilâhare, günde beher hayvana verilen melâslı kuru küspe ve kesif yem karışımının miktan aslâ 900 gr.’ı geçmemeli ve hay­vanların verilen yemin tamamını bitirmelerine de dikkat edil­melidir.

Daha sonraları beher gün için 450 gr. arttırılarak verilen günlük miktar 2200 – 2800 gr.’a yükselmelidir. Bundan sonra ise her 2-4 günde bir, beher başa verilen miktar 500 gr.’a kadar arttırılabilir. Böylece, 400 – 500 kg. canlı ağırlığında olanlara günlük verilen tam rasyon 8-10 kg. olabilir. Bu mik­tarın yarısı veya üçte biri melâslı kuru küspe olmalıdır.

Paçalların hazırlanışında kesif yemlerle melâslı kuru küs­penin iyice karıştırılmasına dikkat edilmelidir. Şayet, karışım iyi hazırlanmazsa bazı obur hayvanlar daha çok kesif yem yemek suretiyle şişerek ölebilirler. Keza, semirtme rasyonu devresinde sığırlar dikkatle izlenmeli aşırı ishâl veya yem bay­gınlığı alâmeti gösterenlere iyileşinceye kadar daha az kesif yem verilmelidir. En iyisi hayvanlara verilen yemin yemlikte aslâ artmayıp tamamen tüketilecek şekilde miktar ayarlaması yapılmalıdır.

Besleme devresi esnasında kesif yem ve kaba yem mik­tarında ve çeşidinde esaslı bir değişiklik yapılmamalı ve yemleme tam bir intizamla uygulanmalıdır. Bazı ün sahibi besici­ler çayır ve mer’asız yerlerde hayvan besler iken dane yem ve melâslı kuru küspeyi istedikleri miktarlarda vermekle işe baş­larlar. Tecrübesi az olan besicilerin böyle besicilerle istişare­de bulunmaları ve en iyisi rasyonun başlangıcında yeme katı­lan melâsl: kuru küspe miktarının yüksek tutulması emniyetli olmak bakımından tavsiyeye şayan görülmektedir.

SIĞIRLARIN BESLENMESİ :

Kasaplık sığır besisinden kazançlı sonuçlar alabilmek için yemleme rasyonlan aşağıdaki şartlara uygun olmalıdır :

a — Yemlerin hepsinin de kaliteli olması iyi bir hazım sağlar.

b — Tatminkâr bir yemleme için yemin terkibinde kar­bonhidrat, protein, mineral madde ve vitaminler dengesi bulunmalıdır.

c — îştah verici ve besleme değeri yüksek olan yemlere rasyonda yer verilmelidir.

d — Fiatı ucuz ve fakat daha çok kâr sağlayan yemlere doğru yönelme olmalıdır.

. Çeşitli yemlerle buzağılar 5-8 ay, bir yaşından büyük olan danalar 3-5 ay ve iki yaşındakiler ise 2-4 ay süre ile beslenmelidirler. Genellikle tosunlara, düvelerden biraz daha fazla dane yem verilmelidir. Bilinen bir husus da düvelerin daima tosunlardan daha sür’atli olarak semirmeleridir. Büyük baş hayvan besisinde besinlerin seçimi yanında yem paçalma da dikkat etmek ve ihtimam göstermek ayrıca önemlidir. Bes­lemede : sığır sürüsü üniform olarak gruplandırılmak, yemler mükemmelen karıştırılıp hazırlanmalı ve yemleme muntaza­man yapılmalıdır.

Yukarıdaki açıklamaya ilâveten sığır besiciliğinde şu şartlan da gözönünde bulundurmak gerekmektedir :

  1. – Rasyonda en az üç veya daha fazla yem çeşidi ol­malıdır. Yulaf, mısır ve arpa kırmalarma ilâveten melâslı ku­ru küspe, yonca otu veya silâjı ile mineral maddeler ve vita­minlerden ibaret bir terkip fevkalâdedir.
  2. — Besleme rasyonuna alınmış bir sığırın beher 100 kg. canlı ağırlığı için yukarıda sayılan yemlerden ve takriben 2,5 – 3 kg. kuru yem yedirilmelidir. Böylece, beslemenin ilk devresinde 3 kg. yem verilmeli ve sonra bu miktar tedricen azaltılmalıdır.
  3. — Danaların beher 100 kg. canlı ağırlığı için 1,0 -1,2 kg. kesif yem (balast hariç) vermeli ve bunun en az % 68 i hazmedilir besinleri havi olmalıdır. İki yaşmdaki sığırlarda daha hızlı olarak sonuca ulaşabilmek için beher 100 kg. canlı ağırlığa 1,2 -1,5 kg. kesif yem vermeli ve bunun % 62 si haz­medilir besinleri havi olmalıdır. Sayılan rasyonlarm hesabın­da yem paçalları, c/c 30 – 50 oranında melâslı kuru küspeyi ih­tiva etmelidirler.
  4. — Kaba yem olarak bakliyat otu kullanılır ve geri ka­lanı karbonhidrat olursa bu durumda yeme az da olsa protein ilâvesine lüzum yoktur. Bakliyat otu yerine adî çayır otu kul­lanılması halinde hayvanlara beher 100 kg. canlı ağırlık için takriben 200 – 250 gr. pamuk tohumu küspesi veya % 8 -10 oranmda protein karıştırılmış yem yedirilmelidir.
  5. — Sığırların baklagillerden ibaret bir otlakiyede ya­yılmalarında proteine ihtiyaç duyulmaz. Aksi halde, 100 kg. canlı ağırlık için 200 – 250 gr. proteinli yem verilmelidir.

Günde 1,0 -1,3 kg. et kazandırılması bakımmdan besi sı­ğırları için aşağıdaki rasyon iyi neticeler verebilir.

Bundan başka kaba yem olarak saman, çayır otu ve yon­ca; kesif yem olarak arpa kırması, kepek, ayçiçeği küspesi ve melâslı kuru küspe ile de rasyonlar hazırlanabilir. (Resim : 10)

Dış Ülkelerin Deneme İstasyonlarında : Bir yaşındaki

buzağılar çayırda beslenmişler ve bunlara 1/3 oranında me- lâslı kuru küspe ve 2/3 oranında arpa yarması verilmek sure­tiyle dikkate değer sonuçlar alınmıştır. Hazımsızlık ve şişkin­liğe tesadüf edilmeksizin devam olunan bu beslemede buzağı başına 6 kg. kadar yem verilmiştir.

Yonca ve arpa kırmasından ibaret olan bir rasyona me- lâslı kuru küspe karıştırıldıktan sonra buzağüara yedirilmiş ve böylece bir şişkinlik kontrol denemesi yapılmıştır :

«Yalnız yonca ve arpa kırması yedirilen buzağüarda ge­niş çapta şişkinlik görülmediği gibi, seri semirtme için fazla miktarda yem yedirmek de mümkün olmamıştır. Buna mu­kabil, arpa kırmasına 1/2 oranında kuru küspe karıştırılarak verilen yemde herhangi bir hazımsızlık hâli görülmemiş, hızlı besleme ve dolayısiyle ekonomik bir fayda sağlanmıştır. Bir başka denemede ise ; 100 günden fazla süre ile tam konsantre rasyon verilen sığırlar sık sık bu rasyondan bıkmışlar ve iş­kembe iltihapları ilerlemiştir.»

Amerika’nın Wyoming Üniversitesinin görüşüne göre : «Bir yaşı içerisindeki danaların beslenme devresi boyunca pan- , car küspesi, dane yem rasyonunun yarısını teşkil edebilir. Ya­rı yarıya küspe verilen buzağılar, 1/3 oranmda küspe verilen­lere nazaran daha iyi bir gelişme göstermişlerdir.»

Idaho Üniversitesinin 48 numaralı raporuna göre ise :

21 Hazirandan 8 Kasım 1960 tarihine kadarki devre içerisin­de beher sığırın günlük ortalama et kazancı miktarları aşağı­daki gibi netice vermiştir. Tablonun tetkikinden de görüleceği üzere 6. grup, ekonomik terkip olma bakımından en kârlı rasyonu teşkil etmiştir.

Resim: 9 — Mısır kırması, keten tohumu küspesi ve melaslı kuru pancar küspesinin su emme mukayeseleri
Resim: 10 — Besi sığırlarına melâslı kuru küspe verilirken

SÜT SIĞIRLARI İÇİN RASYON :

Süt istihsâlindeki dünya rekorlarının kırıldığı yerlerde bu durumun çoğunlukla melâslı kuru küspe muhtevası yüksek olan rasyonlardan elde edildiği kaydedümektedir. Bir çok süt müstahsilinin besi sisteminde süt rasyonundaki melâslı kuru küspe miktarı ekseriya % 50 ye ve bazan daha fazlaya yük­selmektedir. Pek çok ahvalde bu miktar kesif yem tutarının 1/3 ünü teşikil etmektedir. Günlük rasyıonda bakliye silâjı ve yeşil ot veya sulu yem bulunan süt sığırlarına 1/3 oranmda melâslı kuru küspe verilmesi çok faydalı olmaktadır.

Melâslı kuru pancar küspesi, süt ineklerinin midesinden bol miktarda su emmek suretiyle diğer yemlerin yapışkanlığı­nı çözüp bertaraf eder. Böylelikle, hayvana yedirilmiş olan ras- yondan tam fayda sağlanmış olur.

Kuru küspe hayvanların mer’aya çıkarıldığı günlerde bil­hassa verilmelidir. Taze ve bol proteinli olan mer’a otlarının karbonhidrat noksanlığını telâfi için melâslı kuru küspe otla- kiyeler üzerine serpümeli ve bu suretle hayvanlara yedirilme­lidir. Bu şekilde hayvanların yalnız yeşil ot yemelerinden mü­tevellit hazım bozuklukları önlenmiş olur. Aksi halde yaylımın ilk günlerinde süt miktarı artar ve fakat yağ miktarı geriler. Bu sebeple, beher hayvan için 1-4 kg. kuru küspe verilmesi, yeni emziren ineklere ilk 4-6 hafta zarfında çok iyi gelir. İneklere ayrıca pek az miktarda kalsiyum ve mağnezyum ve­rilmesi daha da iyidir. Bu mineraller onları bazı hastalıklara karşı korumuş olur.

Lâktasyonun sonuna gelmiş ineklere günde bir baş için 1,5 – 2,5 kg. kuru küspe verilmesi ineklerin sütlerini arttırır ve sağım periyodunu biraz uzatmış olur. Demekki, melâslı kuru küspe bilhassa süt hayvanları tarafından çok iyi değer­lendirilmektedir.

Bilgi ve tecrübe sahibi otoritelere göre : içerisinde

% 50 – 75 oranında melâslı kuru küspe bulunan kesif yemlerin yedirilmesi, süt istihsâlini % 13 -15 kadar arttırmaktadır. Bu sebeple, süt sığırlarının yüksek istihsâl standardı ve ineklerin istihsâl ayarlaması için melâslı kuru küspe, kesif yemlemenin mühim bir parçasını teşkil etmektedir. Bu konuda birçok süt müstahsilinin pratikteki buluşlarını teyiden Michigan Eyalet Üniversitesi Sütçülük Araştırma Profesörü C. F. Huffman : «Bilinmeyen lâktasyon faktörünün iyi bir kaynağının şeker pancarı küspesi olduğunu ispiat ettik.» demektedir.

Amerika’da beslenen ve yağ % si itibariyle dünya süt rekorunu kırmış olan bir ineğin günlük rasyonu :

KUZU BESLENMESİ İÇİN RASYON :

Tecrübe sahibi besiciler genellikle kuzuları otlatarak, ot- lakiye bulunmıyan yerlerde ise dane yem ve melâslı kuru küs­pe vererek beslemeye başlarlar. Bu şekildeki besicilik çit üe çevrilmiş ağıllar içerisinde yapılır. Keza, çayırdaki otların fırtı­nadan tamamen örtülmesi halinde de gene bu ağıllar içerisin­de beslemeye devam olunur. (Resim : 12)

Besiye başlatılan kuzulara ekseriya :

% 50 kıyılmış yonca,

% 35 melâslı kuru küspe,

% 15 dane yem (mısır veya arpa kırması) paçalı verilir.

Resim: 12 — Ağıllar içerisinde beslenen kuzular

Bu miktarlara ulaşıncaya kadar ilkin küspe miktarı sabit bırakılarak dane yem miktarı tedricen arttırılır ve buna mu­kabil kuru yonca miktarı tedricen azaltılır. Tam besiye alın­mış 45 kg. ağırlığındaki bir koyun kesif yemden günde 900 gr. yemelidir. Bu miktarın 1/2 si melâslı kuru küspe olarak veri­lir ise, besiden daha kârlı sonuç elde edilmiş olur.

Eşit miktarlarda yulaf ve melâslı kuru küspe rasyonuna ilâveten verilen yonca ile yapılan kuzu ve koyun besisinden iyi sonuçlar alınmıştır.

Amerika Birleşik Devletlerinin Kansas Eyalet Koleji ku­zu besisi üzerine yaptığı denemelerden sonra aşağıdaki görüşe varılmıştır :

«% 55 kaba ve % 45 konsantre (kesif) yem karışımı üe faydalı ve kazançlı besleme yapılmaktadır. Kesif yem oranı % 60 olduğunda kuzular daha sür’atli olarak semirirler. Yon­ca ile kuru ot miktarının birdenbire arttırılması ciddi hazım bozukluklarına sebep olmaktadır. Bu sebeple, kuzuların yem karışımı yukarıdaki oranlan tedricen bulmalıdır.

Kuzulara yeteri miktarda kuru yonca verildiğinde aynca kesif protein vermeğe lüzum yoktur. Dane yem ve kuru yonca verildiğinde kuzu başma günde 1 -1,1 kg. yonca kâfi gelir. Dane yem ve melâslı kuru küspe ile besleme yapıldığında gün­de kuzu başma 200 – 230 gr. kadar yonca tasarruf edilmiş olur.

Bir kuzuya 12 cm. genişliğindeki bir yemlik yeterlidir. Başlangıçta yemliklerin geniş tutulması bazı obur kuzuların kendi hisselerinden fazla yemelerine imkân verir ve bu hal ekseriya, telefata sebep olur. Zamanla kuzuların büyümesi ile ayar­lı olarak yem teknesi mesafelerini de arttır m alıdır.

Kuzulara her zaman kâfi miktarda kaya tuzu da verilme­lidir. Verilen su temiz olmalı ve acı su içirilmemelidir. Soğuk havalarda kuzulara buzlu su içirilmesi de mahzurludur.

Fazla miktarda dane yem verilen kuzularda aşırı yemek­ten mütevellit hastalıklar ve hattâ bağırsak zehirlenmesi mey­dana gelebilir. Tecrübe sahibi kuzu besicileri bu gibi tehlikele­ri azaltmak maksadı ile, kesif yemlere karıştırılan melâslı kuru küspe miktarmı yüksek tutmaktadırlar. Keza, kesif yem miktarmm sınırlandırılması ile de hastalık önlenebilmektedir. Bağırsak zehirlenmelerinin tehlike arzettiği ve atlatılamadığı hallerde vakit geçirmeden Veteriner Hekime başvurulmalıdır.

Koyun ve kuzulara kesif yem olarak sadece arpa veril­mesi de tatmin edici olmamaktadır. Üçte bir oranında melâslı kuru küspe ve bakiyesi arpa ile yonca kıymasından ibaret olan bir yem rasyonu ile kuzu besisi daha tatminkâr ve daha emniyetli olmaktadır.»

Küspe, koyunlara diğer yemlerle birlikte teknede kııru olarak veya yerlerdeki çamurlara bulaşmamak şartiyle (az bir zayiatla) çayırlar üzerine saçılmak suretiyle de yedirile­bilir.

Kuzulamadan evvel koyunlara ölçülü olarak yedirilen küs­pe koyunlarm sıhhatini koruyup ölümü azaltır. Kuzulamadan sonra verilen küspe ise koyunlarm süt veriminin emniyetini sağlamış olur.

ÖZETLEME:

Melâslı kuru küspenin özelliklerini şöylece özetleyebüiriz :

  1. — Melâslı kuru küspe karbonhidratça zengin, protein, mineral maddeler ve vitaminler bakımından kısmen yeterli olan lezzetli, hazmı kolay ve ucuz bir yemdir. Bu sebeple, ras- yondaki dane yemlerin yerlerini, düşük bir maliyetle almak­tadır.
  2. — Dane yem rasyonunda .melâslı kuru küspe bir kesif (konsantre) yem sayılır. Hayvanlara yedirildiğinde sür’atlı bir şekilde enerji sağlamaktadır.
  3. — Şişkinliği ve hazımsızlığı gidermektedir.
  4. — Hayvanların sıhhati için lüzumlu olan suyun istih­lâkini çoğaltmak suretiyle sığırlarda daha hızlı ve ekonomik bir beslenme sağlanmış olur.
  5. — Melâslı kuru küspe, rasyonda yer alan dane yemle­rin 1/3 ilâ 1/2 si oranı kadar yedirilebilir.
  6. — Dane yem rasyonundaki melâslı kuru küspe sığırla­rın hazım sistemini iyi bir durumda tutmağa yardımcı olacak kifayette ve hacimdedir.
  7. — Kuru küspe yemlere ucuzluk ve emniyet katması bakımından kazançlı ve faydalı olmaktadır.
  8. — Kuru küspenin taşınması, bozulmadan uzun müd­detle muhafazası ve hayvanlara yedirilmesi mümkün ve çok kolaydır.
  9. — Melâslı kuru küspe ve silâj birbirini tamamlayan yemlerdir.
  10. — Melâslı kuru küspe ineklerin süt verimini % 13-15 kadar arttırmaktadır.
  11. — Pelet haline getirilen küspe dağınık küspenin 1/4 ü ve yaş küspenin 1/20 si kadar bir yer işgâl etmektedir. Pelet küspe, besihanelerdeki lüzumsuz yem sarfiyatım azaltmak­tadır.
  12. — Küspenin kurutulması ile pazarda satılabilen ve her zaman kullanılabilen bir hayvan yemi elde olunmaktadır.
  1. — Feeding Molasses – Industrial Molasses Corporatin U.S.A.
  2. — Dried beet pulp and dried molasses beet pulp – Industrial Molas­

ses Corporation U.S.A.

  • —’ Improve your livestock feeds – Utah Idaho Sugar Company U.S.A.
  • — Dried molasses beet pulp – Bıûtish Sugar Oorporatlon England.
  • — Melas hayvanlara nasıl yedirilir? Bahri Dağdaş.
  • —r- Melâsh kuru pancar küspesi ve hayvanlara yedirilmesi. Sabri

Malkoç.

  • — Pancar şekeri fabrikasyon teknolojisi (iki cilt) Prof. P. M. Silin.

Çeviren : Haydar Nouruzhan.

  • — Pratik çiftçinin el kitabı. Hans Haase – Çeviren : Afif Gediz.
  • — Şeker teknolojisi. Dietrich ve arkadaşları. Çevirenler : Münci

Akakmca ve arkadaşları.

  1. — Türkiye Şeker Sanayii ve Şeker Pancan Ziraati. Habil Akıl tepe,

Sabri Malkoç, İhsan Molbay.

  1. — Amerika Birleşik Devletlerinde Şeker Pancan Ziraatı. Habil

Akıltepe, Şahap Barker, Nurettin Vanlı.

  1. — Teknoloji ve Mal Bilgisi. Osman Bozok.
  2. — Şekerin pratik kristâlizasyonu ve melas teşekkülü. Hermann

Claassen. Çeviren : Osman Bozdk.

  1. — Şeker Pancan Ziraatı ve Fabrikasyonu. Mustafa Dinçer.
Kayseri Şeker Fabrikası Çiftliğine ait inek ahırlarından birisinin içten görünüşü
tarihinde yayınlandı 2 Yorum

Büyükbaş Hayvanlarda Melas Kullanımı

Büyükbaş Hayvanlarda Melas Kullanımı

Görünüş olarak pekmeze benzeyen melas, koyu kahve renginde, oldukça ağdalı bir tarımsal sanayi yan ürünüdür. Melas, şeker fabrikalarında, pancardaki şekerin kristallendirilmesinden geriye kalan maddedir. Melas, takribi % 50 şeker, % 30 şeker dışı maddeler (amino asitler, mineral tuzlar vs.) ve % 20 su ihtiva eder.  Muhteviyatındaki yüksek şeker ve başta protein olmak üzere diğer organik elementler nedeniyle, hayvan beslemede aranılan değerli bir yem maddesidir. İçerdiği organik elementlerin büyük çoğunluğunu amino asitler, dolayısıyla da protein oluşturmaktadır. Oldukça ekonomik bir yem maddesidir.

Hayvanlara yedirilirken öncelikle suyla sulandırılmalı, daha sonra tercihen ot, saman, küspe gibi diğer yemlerin üzerlerine dökülerek yedirilmelidir. Fazla tüketilmesi ishale yol açabileceğinden, rasyonun buna göre ayarlanmasına özen gösterilmelidir.  Melasın, yemin lezzetini arttırıcı özelliği başka bir  tercih sebebidir.

Melasın Besin Değerleri :

Ham Protein   : % 4 – 12
Kalsiyum        : % 0.6 – 0.9
Kuru Madde   : % 72 – 81
Potasyum        : % 2.5
Fosfor             :  % 0.1

Kaynak; Türk Besi
http://www.turkbesi.com/melas.html

 

Melas Nedir?

Melas, Şeker fabrikalarını son yan ürünü olan melas çeşitli imalatlarda değerlendirilen değerli bir hammaddedir. Melas büyükbaş hayvan rasyonlarına ilave yem katkı maddesi olarak kullanılır. Ülkemizde yaygın olarak üretilen şeker pancarından elde edilir. Melas, şeker üretiminde arta kalan yan üründür Melas enerjice zengin olduğu için enerji kaynaklarının yerine rasyona katılabilir. Rasyona katılan 165 kg melas 500 kg arpanın vereceği enerjiye karşılık gelir

Melas Kullanımının avantajları

1- İştah açıcı ve aromatik bir özelliğe sahiptir.
2- Hayvanlarda kuru madde tüketimini arttırır.
3- Süt ve besi hayvanlarında yem tüketiminin % 10-15 arasında kullanılmaktadır.
4- İçermiş olduğu kaliteli şeker sayesinde zamanında kızgınlığa getirir.
5- Süt ve besi randımanını arttırır.
6- Sürekli kullanıldığında karaciğeri güçlendirerek direnci arttırır.
7- Maliyeti ucuzdur.
8- Yem karma makinası kullanılan işletmelerde %40lara varan yem tüketimi artışları sağlanır.
9- Asidozis gibi metabolik hastalıkları tetiklemez.
10- İşkembeyi fazla yormaz.
11- Geçiş döneminde ( doğuma 21 gün kala ve doğumdan sonraki 21 günlük süre) kullanımı birçok metabolik hastalığın önlenmesini sağlar
12- Özellikle sıcak yaz aylarında iştah açıcı ve yem yemeye teşvik edici özelliği vardır ve içerisindeki şekerden dolayı hayvanlar severek tüketirler.
13- Yaz aylarında oluşan sıcaklık stresini azaltır.
14- Düzenli olarak kullanıldığında günlük istenilen düzeyde kaba yem tüketimine teşvik edeceği için süt yağı üzerine olumlu etkileri ispatlanmıştır.
15- İşletme yem maliyetlerini azaltır.

Melasın Kullanımı

Melas sağmal hayvanlarda rasyona günlük hayvan başı 350 gr kadar katılabilir(350gr melas ile 1,75 litre su ile karıştırılarak verilmesi önerilmektedir)

Melas, viskoziteli bir şurup kıvamında olduğu için kullanımında 1/5 sulandırma önerilmektedir.(bir birim melas* 5 birim su) Bu sayede yemin içerisindeki topaklanmalar önlenmiş olup yeme homojen bir şekilde dağılmış olacaktır. Ayrıca yem içerisinde bulunan toz haldeki maddelerin birbirine yapışmasını sağlayarak zayiatını engeller.

Kaynak; Veteriner Hekimi Muzaffer ÇİVLİK
https://vetrehberi.com

tarihinde yayınlandı 26 Yorum

Şilempe Hakkında

ŞİLEMPE, gıda sektöründe, inşaat sektöründe ve bazı zayıf yapıştırıcı üretimlerinde kullanım alanı bulur. Tarımda ise, TEK BAŞINA KULLANILDIĞI gibi organik sıvı damlama ve yaprak gübresi üretimlerinde ana organik madde olarakta kullanılır. Buna bağlı olarak bazı azot, fosfor ve potasyum ilave edilerek ORGANOMİNERAL GÜBRE yapımında da kullanılır.

KULLANILDIĞI ALANLAR

ŞİLEMPE ( ŞEKER PANCARI SON ÜRÜNÜ ), melasa göre daha ince olan ve melasın alkolden arındırılmış halidir.

ŞİLEMPE, genellikle organik gübre üretiminde ana hammadde, yani organik madde olarak kullanılır. Endüstride kömür sanayinde, toz kömürün taş kömür elde edilmesinde bağlayıcı olarak kullanılır.

Ayrıca granül organik gübre veya toprak düzenleyicisi olarak yapım esnasında leonardit ve benzeri toz gruplarını birleştiricisi olarak kullanılır.

ŞİLEMPE, bunların dışında hayvan yeminde oldukça kullanım olanağı bulur. Yem sanayinde kalori vermesi ve açısından oldukça önemlidir.

Potasyum içeren organik Şilempe’nin tavsiye edilen topraktan uygulama oranları;

  • Örtü Altı Bitkilerine 2 – 3 lt Şaşırtmadan itibaren hasat sonuna kadar
  • Açık Alan Bitkileri (Sebzeler) 3 – 4 lt Dikimden hasat sonuna kadar haftada bir
  • Meyve Ağaçları 6 – 10 lt Topraktaki organik madde ihtiyacına göre 21 gün aralıkla uygulanır
  • Bağ 4 – 5 lt 1.uygulama; uyanma öncesi 2. Uygulama; çiçeklenme dönemi 3. Uygulama; meyve teşekkülünde yapılır
  • Muz 4 – 5 lt sezon boyunca haftada bir
  • Tarla Bitkileri 4 – 5 lt gelişme döneminde 1 – 2 uygulama
  • Yeşil Alanlar, Park ve Bahçeler 3 – 4 lt 20 günde bir
  • Kesme Çiçekçilik 2 – 3 lt Haftada bir bütün sezon boyunca
  • Çilek 2 lt Haftada bir bütün sezon boyunca uygulanır.

29-30 kg Şilempe ürünümüzü buraya tıklayarak satın alabilirsiniz.